ankara'dayım, milli kütüphane metro durağının önünden geçiyorum. kendi kendime konuşuyor, kafamı cool cool sağa sola çevirip resmen stand up yaparcasına yürüyorum. cem yılmaz'ın muhittin topalak espirisini yapıyorum...
- muhittin topalak! from kazlı çeşme! in relationship with (kafa sağa çevrilir) kezban! dedim... ve kafamı çevirdiğim noktada güzel bir kız vardı... ağladım. oturdum hüzünlendim. sonra güldüm.