1.5 ay gibi kısa süre zarfında, bir insanla hiç yüz yüze görüşmeden, onu ne kadar sevebilirsiniz? sadece kelimeleriyle bir insanın kalbine ne kadar dokunabilirsiniz? peki sadece kelimeleriyle tanıdığınız o insan size sırlarını verecek kadar sizi severse ve içten davranırsa neler hissedersiniz? o kişinin telefonu kapalıyken ona ulaşamanın paniğini kaç kişi yaşatabilir size? ben bu soruların cevabını ve beraberinde gelen o duygu karmaşasını sadece tutunamayanlar'da yaşadım.
görmeden, sarılmadan, gözlerinin içine bakmadan, o dillere destan gülümsenesini fotoğraflar dışında hissedemeden kalbimde yer etmiş tek insan vasfını alan kişidir o. saatlerdir ona ulaşamanın verdiği üzüntüyü ve paniği çok az kişi yaşatabilir bana.
hayat bazen planladığımız gibi bitmez ve can kırıkları ekleriz ruhumuza ve öyle zamanlar olur ki kelimeler anlamlarını kaybeder, söylemek istedikleiniz boğazınıza düğümlenir. zaman yokolur. o anda aklınıza can dündar'ın bir dost yazısı gelir ve ona ulaştığınız ilk anda bağıra bağıra söylemek istediğiniz o satırlar.
"bunu da aşacağız bir dost."