Durmadan aynı şeyi yapıyorlar
öyle değil mi?
En kritik seçimlerde AKP ile
işbirliği yaparak Türkiye’nin
“birleşik demokrasi cephesi”ni
yüzüstü bırakıyorlar.
Tam AKP’den kurtulacak bir fırsat
yakalıyoruz, HDP bunu boşa
çıkarıyor.
istanbul’u böyle kaybettik mesela.
Bugünlerde Şişli Belediye Başkanı
Hayri inönü’yü ortadan
kaldırmakla tehdit ettiği iddia
edilen eski Başkan Mustafa Sarıgül
son umudumuzdu.
Ona teslim edeceğimiz istanbul,
betondan, inşaattan, gökdelenden,
AVM’den kurtulacak, hepimizin
içini bir huşu kaplayacaktı.
Kentimiz ormanlarla kaplanacak,
rant, imar, taşeron kelimeleri
lügatımızdan silinecekti.
AKP’yi köşeye sıkıştırmış, son
hamleyi yapmak üzereydik.
Gittiler, en parlak siyasetçilerini
aday gösterdiler.
Sırrı Süreyya Önder…
Üstelik Sırrı Abi kalktı ekolojik
verilerden eş başkanlığa, kentsel
dönüşüm adı altında zengine
peşkeş çekilen gariban
mahallelerinden, LGBT bireylere
belediyede iş verme kontenjanına,
belediye gözetiminde gerçekleşen
iş cinayetlerinden kiliselerin gasp
edilen mülklerine uzanan bir dizi
hayali anlatarak milletin kafasını
karıştırdı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de
aynı suçu işledi bu HDP.
Hepimiz “Ekmek için Ekmeleddin”
diye bağırarak sokak sokak
gezmeye ikna olmuştuk.
Ekmeleddin Bey Alevilerin,
solcuların, Ermenilerin, Kürtlerin,
kadınların, gençlerin yıllardır dört
gözle beklediği, hepimizin
dertlerine derman olacak
olağanüstü bir liderdi.
Tayyip Erdoğan’ı bu kez
altetmemiz için önümüzde hiçbir
engel yoktu.
Ne yaptılar?
Gittiler en parlak vekillerini
Cumhurbaşkanı adayı gösterdiler.
Selahattin Demirtaş…
Neymiş; “Sadece bağlama çalan”
bir Cumhurbaşkanı ister
miymişiz…
Üstelik soykırım diyen, cemevi
diyen, anadil diyen, demokrasi
diyen, özgürlük diyen, gençlik
diyen bir yönetici olacakmış.
Demirtaş gitti utanmadan %10 oy
aldı üstelik.
HDP’nin anlına kocaman bir leke
daha yapıştırmış oldu bu kadar
çok oy alarak.
Şimdi geldik genel seçimlere.
Bizim HDP yine rahat durmuyor.
Seçime parti olarak girecekmiş.
işte size demokrasiye yapılan en
büyük kötülüğün çürütülemez
kanıtı.
Gidip 550 tane aday
göstereceklermiş. Fermuar
sistemiyle sıralamada (bir kadın,
bir erkek aday) bu adayların yarısı
kadın olacakmış. Egemen sistemin
dışladığı tüm kimliklerin
temsiliyetine imkan vermeyi
düşünüyorlarmış. Barajı
geçerlerse 70 civarı vekille
meclise gireceklermiş. Şu anki
vekil sayılarını ikiye
katlayacaklarmış.
Üstelik bu koltukların tamamı
AKP’den alınacakmış. Kürt siyasi
hareketini, Türkiyelileşme
projesiyle yeni bir alternatif
haline getireceklermiş.
Gördüğünüz gibi hiç
utanmıyorlar…
Resmen, alenen siyaset yapıyor bu
HDP.
Durmadan iyi adaylar çıkararak
siyaset kurumunun önünü
tıkıyorlar.
AKP’den 40 vekil eksiltmeyi
vadederek otoriterliğe göz
kırpıyorlar.
Afedersin Ermenilerin, Alisiz
Alevilerin, Zerdüşt Kürtlerin,
çapulcu gençliğin, ahlaksız
ateistlerin, imansız
muhafazakarların, izansız
kadınların yakasından bir türlü
düşmüyorlar.
Şimdi diyeceksiniz ki “yahu nasıl
Mansur Yavaş için, Mustafa
Sarıgül için, Ekmeleddin ihsanoğlu
için AKP karşıtlığı temelinde
birleşildiyse bu kez HDP’nin barajı
geçmesi için birleşir insanlar.
CHP’nin iki puan fazla alması
birkaç vekil farkederken HDP’nin
barajı geçmesi AKP’nin yeni
dönemde elini kolunu bağlar.
Üstelik bu durum%10 barajının
kilitlediği sistemi tartışmaya açar”
falan filan.
Ne yani, şimdi kalkıp Kürde,
Ermeniye, Çingeneye, LGBTi
bireye, engelliye, işçiye, köylüye
oy mu vermemizi istiyorsunuz?
Beni ikna edemezsiniz.
HDP Türkiye demokrasisine ihanet
ediyor.
Siyaset yapıyor.
Yazıklar olsun…