türkiye devletinin yerine göre ne küçük bireyinden en yüksek makamına göre kıyısından içinden her alanı etkileyen "paralel" örgüt için harcadığı; hiçbir yerde bulamayacağı "zaman", zor kazanılan "para" ve yetiştirilen insanların hebasına yol açan enerjidir.
türkiye için zaman çok önemli. bir dakikanın israfına dahi tahammül yok. bırakın durmayı şöyle hafifçe sendelersek bile üzerimize çullanmaya hazır bekleyen köpekler var. bu sebepten gelişme, ilerleme, öğrenme-uygulama noktasında bir günümüz bir günümüz ile aynı olmamalı. bu zaten sünnettir. bir müslümanın iki günü eşit olmamalı. veyahut "..olan ziyandadır" gibi çevrilebilir. devletimiz çok dirayetli, çok sabırlı ve şuana kadar hatalardan ders çıkartmak kaydıyla çok güzel bir idare yürütüyor. paralel örgüt seksenlerden beri bir planın içerisinde. adamların uğraşı a parti b parti c parti değil. dün anaptı, sonra chp, sonra bdp en son akp. tabiri caiz ise nabza göre şerbet uyguluyorlar. buradaki tek ama bir şekilde ülkenin himayesini ellerinde bulundurmak. her makama, kademeye adam yerleştirmek. bırak yerleştirmeyi yetiştirmek. usulsüzlükler yapmak, asılsız fetvalar vermek, cinayetler işlemek.. bunları artık standart oldu herkes biliyor. devlet bu düştüğü tongayı anladığından beri var gücüyle bu örgütle uğraşmaktadır. adeta göz açtırmak istemez. dahası her yerden temizleme derdindedir. adamlar öyle bir kök salmışlar ki tamamen temizlemek neredeyse imkansız.
allah büyüktür. biz duacıyız. doğruyu kim uyguluyorsa, insanı hak için kim gözetiyorsa on(lar)a duacıyız. unutmamalı ki her hesabın her planın üzerinde allah'ın bir hesabı bir planı vardır. allah faktör değil sebebin kendisidir. bu sebepten umutsuzluğa düşmeye gerek yok. biz(ülke yani yönetici ve yönetilen) gayret gösterelim ve sonucu allah'a bırakalım.
düşünün bu kadar harcanan emekleri, zamanı, gayreti, parayı diğer gelişmelere harcadığımızı. ki buna rağmen ülke dimdik ayakta ve ilerlemeye devam ediyor. dünya bunun farkında. ama bizim insanımız maalesef farkında değil üstüne destekçi de değil. madem destekçi değilsin bırak bari zararın olmasın. onların ekmeğine yağ sürmekten ileri gitmez.
geçen haftaydı sanırsam "diriliş ertuğrul" dizisinde bir sahne vardı çok hoşuma gitmişti. çok basit bir ders, klişe gibi gözükebilir lakin şuan için aslında bizim ihtiyacımız olan bir derstir, nasihattir.
şöyle ki:
çeşitli alanlarda başarısını kanıtlamış üç küçük arkadaş oba bey'inin karşısına çıkarlar ve bey derki;
oğlum bana sadağından(okun koyulduğu kılıf, sadak) bir ok ver.
çıkartır verir ve alır bey bir hamlede oku ortadan ikiye kırıverir. çocuklar bakarlar, anlamaya çalışırlar. sonra üçüne hitaben;
herkes bana sadağından birer ok versin.
üçü de çıkartır oklarını bey'in önüne koyarlar. bey okların üçünü de bir araya alıp kavrar ve var gücüyle abanır ortadan ikiye kırmak için ama nafiledir. oklar bir arada olduğu için kırılmazlar.
allah bizlere akıl fikir versin. doğruyu yanlışı ayırt etmeyi nasip etsin.
amin.