ilk kez karizmanın çizilgiği anlardır.
ilkokul 2. sınıftaydım sanırım. çok çalışkan zeki ve geleceği parlak bir öğrenciydim. lakin komşumuzun kızı neslihan da bir o kadar tembeldi. annesi durmadan bize getirir şu benim kıza da ders anlat da senin gibi olsun derdi.* neyse ben de sık sık neslihan'a ders anlatırdım. lakin ders anlattığım anlarda bir yandan onun bir halt anlamaması sonucunda kafayı yer bir yandan da maç yapmak olsun, dokuz aylık olsun, kukalı saklanmaç olsun birçok önemli aktiviteyi kaçırırdım.
bir gün eve gelmiş çantayı önlüğü bir kenara fırlatmış salçalı ekmeğimi almış dışarı çıkıp maç yapmak için hazırlanırken neslihan ve annesini gördüm. olamazdı, bir şeyler yapmalıydım. hemen saklanacak bir yer aradım. lakin evimiz bir oda bir salon gecekondu olduğundan saklanacak pek yer yoktu. ben de annemlerin karyolanın altına saklandım. neyse bunlar geldi, anneme beni sordu. annem de çıkmadı evde dedi (ayakkabılar da ayakkabılıkta) neyse seslendiler felan benden ses yok. aradılar biraz. annem de şaşırdı. sonra karyolanın altından soluk alıp verişimi duymuş olmalılar ki. eğilip yatak örtüsünü kaldırıp baktılar. ben karyolanın altında köşeye sinmiş bir vaziyette üç adet kafayla gözgöze geldim. işte hayatımda ilk kez karizmanın çizildiliği, salak durmuna düştüğüm an o andır. ben sürüne sürüne çıktım. annem ve neslihan'ın annesi gülerek " eh çocuk işte dedi" neslihan da öyle garip garip bakındı.