bu basit cümlede o kadar çok dallamalık var ki..neresinden tutalım?
diyelim ki arapçasını okudum. ne anladım? arapça bilmiyormuşum.
kalktım arapça öğrendim. tekrar okudum. ne anladım? arapça grameri bilmek, metinde neden bahsedildiğini bilmeye yetmiyormuş.
gittim arapça yazılmış eserleri okumaya başladım. ne anladım? arapların kültürünü bilmediğimden neyi anlattıklarını çözemiyormuşum.
ülkelerine taşındım, gündelik hayatlarına karıştım, sözlü yazılı arapçamı geliştirdim. bu kez kendimden emin olarak tekrar kuran'ı okudum. ve yine anlamadım!
kös kös yurda döndüm, benimle aynı şeyleri yaşamış diğer arkadaşlarla sorunun nereden kaynaklandığını araştırdım.
meğer asıl mesele kitapların yazıldıkları dönem içinde, o bölgeye ait olmasıymış. benim öğrendiğim arapça kitabın dili diilmiş, evrensel diye bi zıkkım da yokmuş. o yüzden dil tarihi, leksikoloji, semantik, etimoloji, onomasiyoloji, morfoloji, phraseologie bilmediğim sürece nah anlarmışım arapça kuran'ı.
noldu? geri döndük mü bizim arap dili, kültürü, edebiyatı öğrenciliğine. onlar da oturdu akıllı uslu, araştıra araştıra türkçeye çevirdi metinleri de bi iki zıkkım anlayabildim. allan ezberci salağı önermeyi söylerken bile türkçe söylüyorsun. daha ne diyim ben? 2 günde öğrendiğim arapçayla ne anlıcam 1400 yıl önceki metni. yiyosa sen gel shakespeare'in dilini anla. nah anlarsın.
onu da bırak, ben şimdi sana herşeyin nihai yanıtı 42 değil 23 desem sen ne anlıcan mal? cümleyi söyleyen benim. aha yazdım. otur çöz öküz. bak ortak dildeyiz. ne anladın? bi bok anlamadın. noldu?
daral geldi. geri kalan yazarlar bunun dili piçleştirmek, cehaleti yaygınlaştırmak için ortaya atılmış dinci söylemi olduğunu vs açıklasın.