bazı vicdansızlar tarafından serap eser'le, yasin börü'yle karşılaştırılıp girilen entry sayıları üzerinden saçma sapan yorumlar yapılan devletin katlettiği çocuk. bak güzel kardeşim bu topraklarda bir tane devlet var değil mi. bu devlet de bu topraklarda asayişi sağlama görevini üstlendiğini iddia ediyor, ki bugün dünya üzerindeki bütün devletler gibi işine geldiğinde asayişi sağlar gelmediğinde sağlamaz bunun da bir çok örneği mevcuttur. serap eser katledildiğinde bu devlet failleri yakalar, en ağır cezaları verir (katilleri arasında mitçi olduğu iddiaları da vardır ki bu da devletin "asayiş" anlayışına bir örnektir). yasin börü katledildiğinde devlet yine katilleri yakalar ve en ağır cezaları verir. ama devletin kolluk güçleri bir çocuğu katlettiğinde, soruşturmalar uzadıkça uzar, katillerin tespit edilmesi yıllar alır, hatta herkesin tanıdığı kimi azmettiriciler (bkz: polise emri ben verdim) hiçbir zaman cezalarını bulmazlar, yandaşlar katledilen o çocuğu suçlu ilan etmek için sıraya girer, çocuğun ailesi meydanlarda yuhalatılır, her fırsatta bir ötekileştirme furyası başlatılmaya çalışılır. böyle bir ortamda da gerçekleri gören az sayıdaki insan bıkmadan sıkılmadan her fırsatta adaletin bekçiliğini yapma görevini üstlenir. yani demem o ki şiddet olaylarında ölen çocukların hiçbiri diğerinden daha az veya daha çok değerli değildir. ancak kimisinin katilleri elini kolunu sallayarak aramızda dolaşır, hatta kaç-ak saraylarında keyif çatar, kimisinin ki ise yakalanıp fazlasıyla hakettikleri cezalarını paşa paşa çekerler. biz de bu ayrımcılık karşısında susmadığımız için "iki yüzlü" diye yaftalanırız. bir düşünün şimdi bakalım kim gerçek iki yüzlü...
