149) Her ne kadar UEFA iki aşamalı bir süreçe olanak tanımak istemişse
de, Temyiz Eden böyle bir hükmün ne bis in idem ilkesini hiçbir şekilde
hükümsüz bırakamayacağını ileri sürmektedir. Bu ilkenin ardında yatan
temel fikir, bir kurumun cezalandırma yetkisine tabi olanları, bu yetkilerin
(aynı suç için birden fazla ceza verilmesi suretiyle) suiistimaline karşı
korumaktır. Temyiz Eden bunu aşağıdaki örnekle açıklamaktadır: Verilen
her cezanın aynı suç için başka cezalar verilmesine tabi olduğunu öne
süren bir isviçre Ceza Kanunu Maddesini yürürlüğe koyan bir isviçreli yasa
koyucu hayal edin. Her ne kadar UEFA bahsi geçen bu isviçreli yasa
koyucu değilse ve ceza yaptırımları, kurumlar tarafından uygulanan
disiplin cezaları değilse de, sonuç her iki durumda da aynı olmalıdır: ne bis
in idem ilkesine tabi olan kurum, bu sonucu doğuran bir hükmü yürürlüğe
koyarak bu ilkeyi ilga edemez.
150) UEFA, Temyiz Edilen Kararın ne bis in idem ilkesini, Temyiz Eden
tarafından öne sürülen iki gerekçe ile de ihlal edilmediğini iddia
etmektedir. isviçre Federal Mahkemesi içtihadına ve doktrine göre, spor
disiplin cezalarının verilmesini düzenleyen usul, ceza hukukunda var olan
usul teminatlarına tabi değildir. Sonuç olarak, Temyiz Eden başvurusunu,
ne bis in idem ilkesinin sözde ihlaline dayandıramaz. isviçre Federal
Mahkemesi, 3 Ocak 2011 tarihli Valverde kararından (SFT 4A_386/2010),
ne bis in idem ilkesinin spor disiplini konularına uygulanabilir olup olmadığı
meselesini cevapsız bırakmıştır.