türk anneleri tarafından yetiştirilen çoğu erkek evlat, anneye düşkün olarak yetiştiriliyor. bunu yapan annenin ta kendisi, eşinden ilgi göremeyince özellikle erkek evladı sahiplenmesi, ona olan aşırı ilgisi derken güvensiz erkekler yetişiyor.
evet sevgiyle büyüyorlar belki ama çıkardığı yerde bıraktığı pijaması dahi annesi tarafından kaldırılmış yerine konmuş, çayının şekeri atılıp karıştırılarak önüne gelmiş bir kişinin sonradan büyük sorumluluklar üstlenmesini beklemek büyük saçmalık. saçmalıktan da öte yazık. sen o çocuğa öğretmedin ki sorumluluk almayı, ayakkabı bağcıklarını bile sen bağladın.
o erkek evlat büyüyor aşık oluyor ve evleniyor. aynı ilgiyi eşinden bekliyor, eşi de doğal olarak ondan. bu defa çatışmalar başlıyor. hele bir de çocuğu olursa büyük fiyasko, nasıl olsa onu annesi büyüttü babası da işten eve geldiği gibi tv kumandasıyla olan birlikteliğine devam etti. şimdi çocuğunu tabiki eşi büyütecekti, onun spermlerini feda etmesi bu uğurdaki tek göreviydi zaten. e bi de hiç kısıtlanma görmemiş adam "sen erkeksin" diye diye aile çoğu isteğine olur demiş, şimdi kim karışabilir ki ona?!
erkek olmanın en zor yanı bundan sonra başlıyor. bir anda sorumluluk yüklenmek, bu zamana kadar gördüğü ilginin azalması, geçim sıkıntısı ve bunun direkt muhatabı konumuna gelmek vs vs.. toplumdaki erkek imajının zedelenmemesi de en önemli takıntıları haline getiriliyor tabii.
-erkek adam onu yapar mı?
-erkek adam ağlar mı?
-erkek adam küpe takar mı?
-erkek adam öyle giyinir mi?
-erkek adamın evine usta girer mi?
-erkek adam elinde çiçekle olmaz.
-erkek adam karısından daha az maaş almaz.
bla bla bla..
işin en kötü yanı da o büyüyüp de baba olan çocuk, eşine yine ilgisiz olacak çünkü ilgiye alıştırılmış bir kere ve eşi de ondan göremediği ilgiyi yine çocuğundan bekleyecek. ve derken bu döngü sürüp gidiyor işte..