osmanlı, matbaa ve okuryazarlık kelimeleri bir araya geldiğinde ya da bunlardan en az ikisini çağrıştıran bir durum yaşandığında genellikle götenberg bir ortam söz konusudur. elin alman mücevher tamircisi matbaa denen aleti buldu, bizden bi bok olmaz diye başlayan her serzenişin dahlinde yer alan bilgisizlik, götenbergin aslında matbaayı bulan değil, her sayfanın tek tek tasarlanması yerine kullanışlı harflerin her istendiğinde ayrı bir sayfaya dönüştürülebilmesi pratiğini geliştiren kişi olduğu hakikatine denk gelir. matbaa çalışmaları zaten var olan bir yöntemdi. herneyse.. peki okuma yazma oranı denhşetengiz bir seviyede olan batının beşiğinde kundaklı matbaa, ilericilikti de götenberg neden bir tren istasyonunda açlıktan öldü ve neden sadece 3 buçuk kitap basımı bile gerçekleştiremeden projesinin sermaye sahibi fust a kaptırdı tezgahını. batının doğuya tur bindirmesinin sebebi matbaa değil; kaynakları kullanma konusunda kararlılığa sevk eden çilekeşlik içinde cereyan eden birkaç yüzyıllık travma sürecini aşacak iradeyi göstermesiydi. usturlaptan buharlı motora, teleskoptan dikiş makinasına, hassas sarkaçlı saatten telgrafa modern çağ öncesindeki tüm buluşlar ve bilimsel keşifler el yazma eserlerin kaynak olarak tasarruf edildiği bir dönemin mamülleridirler.