kendisine yapılan muamelenin superstar kayırması olduğunu sananlar var. gerçeğinse bununla uzaktan yakından ilgisi yok. görece nesnel bir konu olduğu için...
bildiğiniz üzere nba'de son yıllarda no hand check rule'la başlayan ve temasın giderek azaldığı bir dönem yaşanıyor. olaylı pistons-pacers maçından beri hakemlere bakmaua bile teknik faul çalınır oldu. girizgâhımızı yaptıktan sonra gelelim konuya:
lebrick gibi tüm olayı fiziksel oyun olan adamın kariyer maç başı faul ortalaması 1,7. "eee, ne var bunda" diyebilirsiniz, onu da açıklayayım: lebrick'ten çok daha az temasa dayalı oyunu olan kobe bryant'ın kariyer maç başı faul ortalaması neredeyse 3.
oyunun çok daha sert ve fiziksel olduğu dönemde nba'in gördüğü en superstar adamın, yani majestelerimichael jordan'ın kariyer maç başı faul ortalaması 2,2. ki kendileri reggie miller'a saha içinde tekme tokat dalıp oyundan atılmayı bırakın, teknik faul bile yememiş bir adamdır. kayırmanın tepesında yaşayan adam bile 2,2 maç başı faul ortalamasıyla kariyerini bitirirken lebrick'in sürekli itiş kakışa, temasa, fiziğe dayalı oyununda faul ortalaması 1,7! adam maç başına 40 dakika süre alıyor. tüm fiziksel özelliklerini sonuna kadar kullanıyor. itiş kakış, harala gürele... sonuç? 1,7 faul!
birileri çıkıp yine hater olduğumu falan söyleyecek. doğrusunu ben söyleyeyim: lebron james doğuştan gelen fiziksel özellikleri sayesinde parkelerde olan, kendisini geliştirmeyi de başarmış bir adamdır. bundan şikâyet ettiğimi düşünmeyin. sonuçta 2.30 metre boyunda olmak nasıl ki doğuştan gelen bir özellikse ve onlardan şikâyet etmiyorsam lebrick'in doğuştan gelen özelliklerinden de şikâyet etmem. sorun nba yönetiminin pazarlama amacıyla yaptığı kesintisiz şişirme. her maç steps yapar, çalınmaz. hücum faul yapar, çalınmaz. adam gibi savunulur, faul verilir. bu adamın topla 6 adım yürüdüğü pozisyona steps çalınmadı be! kendisi de bunlara o kadar alıştı ki resmen şımardı! turnikeye giriyorum diye steps yaptı hakemin suratına bakıyor "faul nerede" diye! ball don't lie dendiğinde teknik faul verilen ligde alenen hakemleri intimidate* ediyor ki bu bile başlı başına teknik faul nedeni. ama beyimize çalınmıyor.
anladınız mı şimdi neden midem bulanıyor? konu korunup kollanmak değil. her yıldız oyuncular korunur. futbolda da korunurlar ve inanmayacaksınız ama ben bunun doğru bir uygulama olduğuna inanan bir adamım. kollanan adama fauller zor çalınır, savunana kolay çalınır... orada biter lan ama! tek suçu görevini lâyıkıyla yapmak olan adama olmayan faul çalınırsa o işini iyi yaptığı için ceza vermeye girer. diğerleri topla 2 adım atabilirken beyimiz bomboş alanda ve herkesin gözü önünde 6 adım atar ve steps çalınmazsa ayıptır!
şu ligde sevmediğim tonla adam var. kiminin oyununu, kiminin kişiliğini, kiminin zekâsını beğenmem ve buna da her izleyici gibi hakkım olduğunu düşünürüm. meselâ tim duncan'a saygım büyüktür ama bana fazlasıyla ana kuzusu görünür hep ve bu yüzden de sevemedim gitti. majesteleri'ni canlı canlı izlediğim için kobe'yi de sevemem çünkü her hareketi his airness'tan kopyadır ama winner'lığına ve yaptıklarına saygım sonsuzdur. dirk nowitzki'nin ters kaplumbağa savunmasından nefret ederim ama oyunun diğer her yönüne bayılırım. rudy gay ağır geri zekâlıdır ama bu yıl oyununu bir üst seviyeye çıkartmasıyla takdirimi kazanmıştır ki başlığında da yazdım bunu. ama lebrick'ten zorla tiksindirdiler işte! zekâ yok, kişilik olarak sorunlu zaten. bir de bu kadar şişirme, rakiplerine bu kadar haksız... tiksindirdiler! nefret değil, tiksinti.