namaz'ın arapçası "salat"tır bildiğiniz gibi, araplar insanı dik tuttuğu için omurgaya "es-sala" derler. namaz farsça bir kelime. kur'an'da, "gündüzün iki ucu" ve "salat-ı vusta" kelime olarak geçer. ama "vusta"yı "orta"dan çok "ideal" olarak te'vil eden müfessirler de vardır. hatta "tüm namazlar o "ideal namaz"ı arayış çabasıdır" diyenleri de mevcuttur.
namaz, tavaf gibi ritüelleri kur'an getirmemiş, zaten amacından saptırılmış hallerini önünde bulup düzenlemiştir. namaz ibrahimî bir gelenektir. saptırılmış halini mekke müşrikleri de bilir ve uygular.
önemli olan namaz'ın kaç vakit olduğundan çok, "insanın dik durmasında" yardımcı olup, olmadığıdır.
ek: ayrıca esas tartışılması gereken, "namaz"ın kur'an'da geldiği her yerde, "Ve ekîmus salâte ve âtûz zekâte" şeklinde gelmesidir. yani hiç tek başına gelmez. biraz serbest bir çeviri ile; "namazı ayağa kaldırın ve zekâtı gönülden gelerek verin" demektir. işte esas dikkat edilmesi gereken nokta da budur.
