bir takım aklı yarımlar tarafından "şeriat allahın hükmü demek, buna karşı gelen müslüman olabilir mi?" şeklinde eleştirilere maruz kalan müslümandır. hani bunu söyleyen adam, iki lafından birinde "pis laikçiler" demese eyvallah. ulan o zaman laiklik de laos yani halk kelimesinden türemiştir. sen halka karşı mı geliyorsun şimdi?
şeriat isteriz derken de, şeriata karşıyım derken de kastedilen şey; avrupanın teokrasisine karşılık gelecek biçimde bir din devletine karşı olunduğu, ya da bunun desteklendiğidir.
islamı nasıl yorumladığınız konusu size kalmış. orası beni ilgilendirmez. ancak her müslümanın kayıtsız şartsız kabul etmesi gereken kısım, kur'andır. çünkü her müslüman, kur'anın allah kelamı olduğuna inanır. inanmazsa zaten bu, farklı bir din olmuş olur. fakat gelin görün ki, kur'anda bir devletin nasıl yönetileceği ve kim tarafından yönetileceği açıkça yazılmamıştır. nasıl bir politik sistem kurulması gerektiği konusunda inananlar aydınlatılmamıştır. benim şahsi yorumum, bunun biz insanlara bırakıldığı yönündedir. zaten yeryüzünde hiç bir düzen, ilahi adaleti sağlayamayacağı için, aslında bir bakıma nasıl yönetildiğimiz konusu da ancak bir yere kadar anlam ifade eder din açısından. önemli olan, bu sistemin içinde Allahın emirlerini ve yasaklarını yerine getirebilmek, islamı tebliğ edebilmektir.
ayrıca sünni inancı da devlet yönetimi konusunun muallakta olduğunu eninde sonunda kabul etmek durumundadır. çünkü başka türlü, dört halife döneminin sonlarında dahi nasıl olup da bu kadar kanlı savaşlar meydana gelebildiğini anlatmak oldukça zor olacaktır.
şimdi benim anlamadığım asıl nokta şu. nasıl olup da islam dinine bu kadar sıkı sıkıya bağlı bir kimse, osmanlı döneminde şeyhülislamdan alınan tuhaf politik fetvaları haklı gösterebilir? bebek katlinin neresi islama uygundur? sırf devletin maliyesini düzenleyebilmek için "silah ve kadın mücevheratı haricinde altın ve gümüş kullanmak yasaktır" diye fetva verdirmenin neresi islamlıktır?
bizde milli eğitim zırvalığının yaptığı büyük hatalardan birisi, osmanlı tarihini bize yanlışlarla ve yalanlarla öğretmeleridir. halbuki doğru şekilde öğretilse, pek çok cühela anlayacak ki osmanlı devleti bir teokratik şeriat devleti değildir. yani dine dayalı bir devlet değildir. osmanlılar islam dinini, politik bir amaçla kullandılar. bunu, dönemine göre değişen osmanlı politikalarından da, bazı padişahların ve hatta şeyhülislamların dine aykırı olan tutum ve davranışlarından da anlayabilirsiniz.
ama bize osmanlı öyle bir anlatıldı ki hep, sanki osmanlılar şeriat devletiydi de atatürk bunu tamamen ortadan kaldırdı gibi bir algı oluşturuyorlar. böyle olunca atatürk, türk tarihinin biricik reformcusu konumuna geliyor, adeta putlaştırılıyor ama cühela islamcıların da sebepsiz yere gösterdiği osmanlı hayranlığı artıyor. öyle ki, uzunca bir dönem boyunca askeriye sınıfı bektaşilerden oluşturulmuş olan bir devlet, bektaşiliğe etmedik küfür bırakmayan adamlar tarafından kutsallaştırılıyor. cehalet böyle bir şey işte.