vah bize vahlar bize ki seni unuttuk. nasılda oldu boyle bisey. utanıyorum kendimden. adına açılan entrylere bile bakamıyorum, klavyeye, ekrana, fareme bile bakamıyorum.
ne yapmalı, ne etmeli, nerelere gitmeli şimdi bu diyarlardan. daglara mı çıksam, çöllere mi vursam nacizane bedenimi? nasıl affettirsem kendimi sana?
aklıma geldi. az önce saat 00:10 civarında hekelinin başında bekleyen asker ne kadarda mesuttu oysa. ne kadarda huzurluydu soguktan bedeni donarken. gece ayazında içi nasılda yanıyordu senin acınla, seni kaybetmenin acısıyla.
hiç unutmam lisede seni ben beklemiştim kasım sogugunda. ben mazot dökmüştüm yanında yanan bir çift meşaleye kendi vücudumu yakmak pahasına.
nasılda kazımışlardı seni beynime. "ataturk olmedi yuregimde yasıyor" dedirtmişlerdi yıllarca küçücük bedenimde sırıtan kırmızı dudaklarıma. sabah sutumun içmeden and içmiştim senin "açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime". ahh affet beni. affet beni atam kulun olayım affet..
yuzum tutmuyor ki başlıgına entry gireyim. affet beni diyip sana şiir dizeyim:
benim, baş öğretmenim
baş öğretmenimin;
adı: mustafa kemal
soyadı: atatÜrk
mustafa kemal atatÜrk
baş öğretmenim
en büyük türk
atatürk,
bir sen, fani mustafa kemal
bir de biz, mustafa kemal'ler
cumhuriyeti, siz kurdunuz
biz yaşatacağız *