kimi yandaşın "iyi ama muhalefete de güvenmiyoruz ki" bahanesiyle görmezden geldiği yolsuzlukları, hırsızlıkları ortaya döken operasyondur.
herkes şunu bilsin ki, kim bir şahsa zulmünü, hırsızlığını gördüğü halde oy verir, o şahsın yaptığı zulümden hırsızlıktan hiç değilse oyu oranında sorumludur. günahı büyük olduğu için söz konusu sorumluluk küçümsenmemelidir. kim ki zulmün, hırsızlığın payidar olması için oy vermekle de olsa gayret eder, o da zalimdir, hırsızdır.
bir tarafta iktidarda olmayan muhalefet kadroları, diğer tarafta yolsuzluğu, hırsızlığı apaçık ortada iktidar kadroları var. bu durumda namus sahibi insanlar için iki yol vardır: ya hüsn-ü zan edip muhalefete oy verirsin, ya hiç oy kullanmazsın. illa oy kullanmak, zulmü, hırsızlığı desteklemek zorunda mısın?
şahsen desteklediğim parti iktidara gelse, başındakilerin yolsuzluk yaptığını veya alt kadroların yolsuzluğuna göz yumduklarını görsem, mümkün değil söz konusu liderler ve kadrolar değişene kadar o partiye oy vermem.
ateist olduğum halde, iki önceki yerel seçimde bulunduğum ilçedeki saadet partisi adayına oy vermiştim. sebebi diğer partilerin gösterdiği adayların sağlam ayakkabı olmamasıydı. saadet adayını şahsen tanımıyordum ama güvendiğim kişiler düzgün bir insan olduğunu söylediler. tabi ki oy verdiğim aday seçilmedi necip milletimizin derin sağduyusu(!) sayesinde...