Cumhurbaşkanı sokaktan geçerken dahi sigara içemeyeceğimizi gösteren hadise. Örneğin, padişahımız hazretlerinin -ki Allah uzun ömürler versin- yolda arabasını mı gördün, hemen başını öne eğeceksin. Bir yerlerden sesini mi duydun, televizyondan mı, radyodan mı geldiğine bakmayıp -haşa!- bir destur çekip, kendine çeki düzen vereceksin.
Budur güzelim memleketi getirdikleri nokta. Sokağa teğet geçerken bile çarpabilir otorite seni. Dikkat et! Suçta ve cezada kanunilik prensibi yoktur artık, her yaptırımın yanında, cumhurbaşkanı ya da bakanlar kurulu üyelerinden zılgıt yemen mümkündür. Zılgıtla kalsan yine iyi... Padişahımız efendimiz, "tiz kellesi vurula" diye ferman verince, burnunun dibinde danışmanlarından birinin ayakkabıları görebilirsin.
Terbiyesizlik kısmına gelince... Sevgilinle, eşinle, dostunla yemek yerken bir sigara içmen -ki bunun bir yaptırımı varsa, bu yaptırımı uygulamakla yükümlü olanların sadece yaptırımı uygulaması gerekir- ve üstüne zılgıt yemen midir terbiyesizlik, yoksa, hala meydanlarda, 15 yaşındaki bir çocuğun ruhunu rahat bırakmayıp, durmadan terörist demen midir?