arkadaşımın amcası ülkücü reislerden, ilde epey sözü geçen bir adam. dedesi ise, tam demirelci, oğulları ülkücü olmasına rağmen 70'lerin o anarşik havasında ülkücülerden hiç hazzetmeyen, hafızlığı olan bir ağa. reyiz olan amcası, o günlerde çatlı'yı bunların evine getiriyor, hacı ağa ise durumdan rahatsız. üstelik komünistler her an eve saldıracak diye de korkuyor.
yemek öncesinde çatlı epey dokunaklı bir yemek duası ediyor, yemekten sonra çay içerken de tabii muhabbet ediliyor. hacı ağa, daha 20'li yaşların başındaki gencin islami bilgisinden etkileniyor ve o güne kadar nefret ettiği ülkücülere sempati duymaya başlıyor. yine de "gelin bu kavga dövüşten vazgeçin, kardeşi kardeşe kırdırmayın" diye nasihat veriyor. (bu nasihati tutmadığı/tutamadığı ortada tabii. o zamanlar bahçelievler falan yok, daha çatlı da o kadar meşhur değil.)
hacı ağa, oğullarını ülkücülükten vazgeçirmeye çalışıyor, vazgeçiremiyor ama o aklında yer eden gencin susurluk'ta öldüğünü/öldürüldüğünü duyunca da epey üzülmüş tabii.