zindan karası gözlerinin her buhulanışında
çenemde nakavtı getiren bir aparkat kroşesi hissediyorum
senin dudağın bükülünce
benim mabedim bir kez daha monarşi ve kapitalizm mengenesinde presleniyor
zikredemiyor, uyuyamıyor, öksüremiyorumda
öksüz bir köpek yavrusu gibi yağmurda eriyorum
insanlar gelip, geçiyor
sokak sakinleri, seyyar satıcılar ve ilköğretim talebeleri
seni ağlatmak istememiştim
tanrıda biliyor ondan hiç gök kuşağı dilemedim
gözlerinden yaş düşüyor
ve her damla bana
annemin kucağını hatırlatıyor
çünkü ağlamak yalnız orada ritüelleşiyor.