herkesin intiharı üzerine kendi yorumlarını yaptığı kişi. boş işler müdür olarak bu durumdan uzak durmayacağım aşikar ;
demem odur ki sosyal medyada insanlar bakıyorum hep mutlu, hep maceraperest. ne bilim herkes dünya'yı kurtarıyor aşırı duyarlı, savaş karşıtı, ölümüne aşık. sürekli kaynayan bir kazan var. öteki taraftan arkamı bi dönüyorum metrobüs durakları mutsuz ve monoton insanarla dolu. insanlar hep daha çok beğeni üzerine kurulu bir toplum üzerine kurulu. daha çok istemek tatmin etmediği noktada bu tür videoların önü açılıyor.
bence bu adamın intiharının sebebi istemek ve aramak üzerine kurulu. yani bu tarz insanları mutlu etmenin bir yolu yoktur. hayattan beklentin az olduğu ölçüde mutlusundur bence, hayal kırıklıkları da o derece az olur. ona sebep yarım akıllı insanlar bana daha çok mutlu görünürler çünkü bekledikleri bişey yok.
ha bunun dışında elbetteki yavuz çetin bunalımları da yaşayabilirsin. buna bezer bu dünyanın boktan biyer olduğu üzerine de benim bazı sıkıntılarım vardı bir vakit.
neyse konuyu çok dağıttık ve benim aklıma şu film geldi;
fight club filmini bilen bilir. orada edward norton'un oynadığı karekter tamamen düzenli ve kaliteli bir hayata kavuşabilmek için sürekli çalışıyor ama sürekli. buzdolabından televizyonuna oradan fırınına on numara ev düzüyor ve böyle mutlu olabileceğine inanıyor. her şeyi tamamlayıp aynı tempo ile çalışmaya devam edince bu şekilde mutlu olamayacağını anlıyor ve kafayı yiyor. bu dakikadan sonra da film başlıyor.