bu devirde oldukça zor böyle müslüman bulmak. kur'anı anlamanın yolu sünnetten geçer. peygamber efendimizin hayatı zaten başlı başına kur'anın tefsiridir.
kur'anı anlayabilmek için sadece meal okumak yetmez. tefsir de okumak gerekir çünkü ayetlerin hangi sebeple indiğini, hangi şartlarda indiğini bilmeden yorum yapamayız.
günümüzde kur'anı diyanetten yetişmiş sözde hocalar bile anlayamamaktadır. kur'ana doğru meali vermek için fasih arapça bilmek gerekir. bunun için osmanlı ve öncesinde öğretilen ilimlere vakıf olmak gerekir. örneğin; emsile, bina, maksut, avamil, izhar, kafiye vs. gibi.
tabi en başta da söylediğim gibi bunlar da yeterli değil. hadisler incelenmeden ayetlere mana vermek doğru olmaz. ayet ve hadisler çelişmez. hadisler ayetleri açıklayıcı niteliktedir.
peki kur'an bu kadar anlaşılmaz mıdır? diye soracak olursanız;
kur'an bize doğru yolu bulmamız için bize ayetlerle temel konularda bilgi veriyor. kur'anı anlamak dediğimiz şey insanın yapması veya yapmaması gereken şeyler ise kur'an gayet açıklayıcıdır fakat konu hüküm vermekse burada derin bir ilme sahip olmak gerekir. örneğin; kur'an açık bir şekilde zinayı, hırsızlığı yasaklamıştır ve bunu anlamak gayet kolaydır fakat tesettürün nasıl olması gerektiğini, başörtüsünün farz olup olmadığını ilim sahibi olursanız anlayabilirsiniz.
anlamanın yolu bilmekten geçer. bu yüzden kur'an'ın ilk emri ''oku''dur ve hadislerde peygamber efendimiz sık sık ilmin faziletlerinden bahsetmiştir.
