haklı bir antipatidir. 1998' den, yani aziz yıldırım' ın fenerbahçe başkanı olmasından bu yana iyice belirginleşmiştir. aziz yıldırım, mahmut uslu gibi yöneticilerin rakip kulüplere karşı kırıcı, üzücü çıkışları, rakiplerinin başarılarını kabul etmemeleri belirginliğin artmasına yol açmıştır. aziz yıldırım' ın kibrini örnek alan fenerbahçe fanatikleri, sözlük ve diğer sosyal medya ortamlarında sabahtan akşama kadar rakip kulüplerin taraftarı olan yazarları tahrik etmeye başlamış, '' biz tek siz hepiniz '' gibi gerçekten uzak, bağları zedeleyen bir anlayış icat etmişlerdir. bu da bağları daha çok zayıflatmıştır.
şike süreci, fenerbahçe' nin aziz yıldırım kibrinden uzaklaşması için büyük bir fırsattı. ancak bu yapılmadı. aksine, diğer kulüplerle araya duvar örüldü. bu da iletişimsizliği ve de çatışmaları getirdi. eğer kenetlenmenin yanında '' bir hata yaptık, antipatiğiz. bu sıfattan nasıl kurtulabiliriz ? '' sorusunu yanıtlamak için değerlendirilseydi, bugün çoğu şey daha farklı olabilirdi.
gezi direnişi sonucu artan beşiktaş sempatisinin de bağları zedeleyen yönleri bulunmaktadır. ancak bu da ayrı bir yazı konusudur. bizim konumuz fenerbahçe açısından gezi direnişi...
gezi direnişinin fenerbahçe' ye sempati kazandırmak için kullanılmaya çalışılması yanlıştır. bu değerli hareket, fenerbahçe' nin şike soruşturmasını unutturmak için değerlendirilmiş, ultraslan grubunun tavrı tüm bir camiaya yüklenmiş, gezi direnişinde galatasaraylıların da olduğu unutturulmaya çalışılmıştır.
ali ismail korkmaz' ın vefatı vicdanı olan herkesi üzmüştür. bu değerli türk gencinin hatırasının fenerbahçe' ye sempati kazandırmak için kullanılması yanlıştır. '' ali ismail korkmaz fenerbahçe yıkılmaz '' gibi kafa karıştıran sloganlar bağlarda kopukluğu arttırmıştır.
unutulmamalıdır ki gezi için mücadele eden, gezi direnişine katılanlar sadece fenerbahçeliler değildir. orada galatasaraylılar, beşiktaşlılar, fenerbahçeliler de vardı. ve hepsi de ali ismail korkmaz' ın ölümünden dolayı üzüntü duymuş, kendini kötü hissetmiştir.
durup dururken rakibinin sırtına oturmaya çalışan volkan demirel, hakeme tükürüp ceza almayan raul meireles' in hak ettikleri kadar camia içi eleştiri almaması düşündürücüdür. daha birkaç sene önce oturup tatlı tatlı sohbet ettiğimiz çoğu fenerbahçeli arkadaşımız, hatalı volkan ve meireles' i savunup, rakip futbolcuları eleştirmeye başlamıştır. eleştiriye tahammülsüz, özeleştiriden yoksun hale gelmişler ve iletişime son verip kırıcı olmuşlardır.
sonuç olarak: fenerbahçeli çoğu arkadaşımız özeleştiri sınavından kalmıştır. fenerbahçe büyük bir kulüptür. antipatik olmaya, rakipleriyle arasına mesafe koymasına gerek yoktur. artık bu üzücü ve kırıcı süreci geride bırakıp kaybettiği sempatiyi kazanmalıdır.
çok önemli not: bu yazı sağduyulu, özeleştiriye açık, iyi niyetli herhangi bir fenerbahçe taraftarını rencide etmek için yazılmamıştır. tek amacı 3 senedir devam eden ve iletişim bağlarını kopartan bazı şeyleri belirginleştirmek, bunlara ad koymaktır. *