pişpirik oynarken cok satranccilariz sadece
günler günleri kovalarken
hep durup düsünüyoruz
acaba o ne
bu ne diye
inatla hala
kafamizi camlara vurmaya calisiyoruz
hizini almiş olan kara sinek gibi
aptalca bir inatla
noturmont manzaralar için
tahta ve plastik
biraz da mayhos kokularin
ekseninde dumanli
bayat seker kokulu
caylar yudumluyoruz
civik renklerle grafiklendirilmiş
plastik tabaklarda
uzaklardan jane birkin sesleniyor
dalida gibi
avec le temps diye
gülerek hatirliyordur
serge'nin whitney'e yaptiği hergeliği belki
üc günlük sakalimizla
biz de serge'lik yapiyoruz
şaşa içinde smokinimiz ile
ne bileyim bu gun aylardan kasim
günlerden cuma
ayın tam ikisi
saat 5'i 8 geceyi selamliyor
belki de 9'u belki 10'u
pek bir kiymeti yok
sen geldik yasli gidiyoruz
kicina kina yak sehr-i istanbul...
fonda kirpintilar