yeni meclis albümünde kendisini ingilizce biliyor gösterten türkiye cumhuriyeti'nin en dürüst, en doğrucu kişisi.
albümde yer alacak özgeçmişin son cümlesi;
"ingilizce bilen Erdoğan, evli ve 4 çocuk sahibi."
son romanya gezisinde gazetecilere "tenk yu veri maç" dedi ya, yemin etse başı ağrımaz.
birleşmiş milletler ve nato toplantılarında simultane olarak çeviri yapılan sistemi kulağından çıkardığını ben şahsen görmedim, bu da işin diğer tuhaf tarafı...
ingilizce şart, ingilizce nasıl bilmezsin ya? ingilizce mesela bi örnek vereyim, "i love you" ingilizcedir "seni seviyorum". yanlış anlama yani ingilizce, yani cümle olarak "i love you", "seni seviyorum" demektir. mesela i ben, love seni, seviyorum you. i love you ama o kadar basit değil yani ingilizcenin değişik çekimleri vardır i love, he, she, he. he, she, it loves komplikedir yani... neyse...
türkiye nedir ya? ülkedir en nihayetinde.
başbakan ne yapsın yani şimdi kendini mi anlatsın, dünyalı erkekleri mi?