alain de botton

entry21 galeri
    17.
  1. the school of life kapsamında dün türkiye'deydi.
    ve beni hayal kırıklığına uğrattı.
    okulunu pazarlamaktan başka bir şey yapmadığını (en azından dün) gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
    üniversitelerde verilmeyen eğitimi verdiğin söyleyen botton, cevaplanamayan sorular üzerinden kişileri kandırıyor. Aslında yalancı olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü en başında bilgiyi eğlenceli hale getirdiklerini ve cazip paketler halinde kişiye sunduğunu söylüyor. Ama bence bu da mutsuz insanları kandırmak için süper bir söylem. Mutsuz ve umutsuz insanlar üzerine oynuyor da denebilir.
    kitapları ile çok da alakalı değil bu proje. Bu noktada akıllara gelen soru bilgiyi markalaştırması ve paha biçmesi ile ilgili oluyor.
    her cümlenin altında kuzu gibi yatan fikir 'okuluma gelin' idi.

    Konuşmasında herkes sonu olan ama kendi içinde sonsuz gibi görünen bir döngü içinde. Hepimiz neden burada olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmiyoruz. Modern yaşamla birlikte daha fazla sorgulamaya başladık. Dert etmeyin. Herkes sizin gibi! Hepimiz hiçbir şeyin içindeyiz. en azından yalnız değilsiniz. burada çözümünüz toplum olmak...
    kısaca hepimiz ölümlüyüz ve birlik olmanın keyfini çıkarına getiriyor lafı... Hayata katlanabilmenin en güçlü silahı olarak da kültürü görüyor. kültür olmasa hayatın katlanılacak yanı yok diyor. Aslında biraz düşününce haklı bu konuda. sırf bu konu da haklı diye 2 saatlik bir derse 50 avro verecek değildim. madem öyle kültür ve sanat ile ilgili alanlara para yatırırdım daha iyi.
    neyse...
    bence kitapları çok verimli. okulu çok da mühim değil. zaten okulda sadece bir ders verecek botton gerisini türkiye'den popüler ve bilgili isimler verecek. işinde iyi isimler mi bilmiyorum ama popüler olduğunu biliyorum.
    0 ...