saygı inanca, dinlere, tanrılara, topluma değil; bireye olur. misal din ve vicdan hürriyetine dayalı olarak müslüman bir yakının bu hakkına saygı duyup toleranslı, mantıklı olmak gibi. çünkü bu o bireyin hak ve hürriyetidir. eleştiri ya da tartışma, türkiye'deki gibi karşılıklı hakaretleşme ya da zorla dayatma değildir. türk toplumu insan hakları, modernlik, adap, üslûp nedir bilmez. kolay ateşlenir ve parlar, her ortadoğu insanı gibi. çünkü refah ve sermaye yoktur ülkede, neyse bunu geçiyorum. inançlara, topluma saygının her bireye saygıdan önce olduğu sisteme muhafazakarlık denir. uzun vadedeki sonuçları da ahlaksızlık, hukuksuzluk, vahşi kapitalizm ya da devlet sömürüsüdür. türkiye'de olan da bu, muhafazarlık çökmeye meyillidir. onun genetiği budur.