sırf fakir ve sefil insanlara umut kaynağı olunabilmek için yıllar öncesinden günümüze kadar çarpıtılan hikayenin orijinal versiyonudur.
''zamanın birinde, fakirlerle uğraşmayı, onları aşağılamayı çok seven zengin ve gaddar bir ağustos böceği varmış. Bu zengin ve gaddar ağustos böceği, sürekli fakirlerle uğraşır, onları rencide edermiş. Tüm gününü bu şekilde geçirirmiş.
bir tane de fakir ve zavallı bir karınca varmış. kış geldiğinde o aç sefil karnını doyurmak için durmadan çalışır, ağustos böceğinin gururunu kırmasına, tabir-i caizse parasıyla ezmesine ses etmez işine bakarmış. çünkü fakirmiş, zavallıymış, sefilin tekiymiş, yapacak bir şey yokmuş.
gel zaman git zaman yaz bitmiş, kış gelmiş, her yer bembeyaz karlarla kaplanmış. bütün bir yaz durmadan çalışan fakir karınca, o sefil karnını doyurmak için kış gelmeden yiyivermiş kış için depoladığı fakir yiyeceklerini. el mecbur gidip zengin ağustos böceğinin kapısını çalıp dilenmeye karar vermiş. evin önüne geldiğinde içeride müzik son ses çalıyor, kahkahalar atılıyor, kızların neşeli cilveleşme sesleri geliyor, dans ediliyormuş. fakir sefil karınca yutkunarak tıklamış kapıyı. zengin gaddar ve cool ağustos böceği kapıyı açmış;
fakir ve sefil karınca: şey, yüce ağustos bey hazretleri, evimde hiç yiyeceğim kalmadı, şu fakir yüreğimin sefil karnı çok aç, bir lokmacık yiyecek verebilir misiniz?
fakir ve sefil karınca: haklısınız ama şu sefil karnım o kadar açtı ki, kışı bekleyemeden bitirdim tüm yiyecekleri.
zengin ve cool ağustos böceği: bu beni ırgalamaz eeeyyy seni sefil! fakir ve cahil olmanın cezasını çek şimdi! yıkıl evimin önünden manzarasını bozuyorsun! fakirlere ayıracak vaktim yok benim! hadi kızlar içeri geçelim ve eğlenmeye devam edelim. dolarhahaha.
ve sefil karınca, fakir olmanın cezasını bulmuş, usulca yuvasına doğru yol almış..
mutlu son...''
işte arkadaşlar bu hikayenin orjinali budur. buradan çıkaracağımız ders; zengin olmak müthiş bir şey dolarhahaha!