seni sadece kuru bir sevgiyle değil
derin bir hüzünle binlerce yıllık bir gururla
ve pervasız bir öfke ile sevdiğimi duyuyor musun
mütevazı bir sevgiyle değil
küstah bir aşkla sevdim seni
ben osmanli gibi
kollarımın yetişmediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken
sen köprülerin ülkesindeki venedik'teki son sancağı
kışın üşümemek için şal yaptın kendine
neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde
gün geçtikçe eksilir demiştim oysa
atalarımın öğrettiklerine ters düşse de
sana inanırım bilirsin
zamanla unutursun demiştim
niye daha derinleşiyor öyleyse
derinleşiyor özlemin.