Günlük hayatta inançlı veya inançsız olsun bu kelimeyi kullanmaktan çekinmez.Ne de olsa tartışmasız tek ortak nokta ölümdür.fakat burada değişik bir şey var.yüklem sanki daha farklı bir şeyi anlatıyor.
Ölümü tatmak? Ölümün farkında olabilmek?
Bir şeyi tattığınızı bilebilmek için bilincin devamlılığı şart olmalı ki,şuur bunun bilincinde olsun.esas yakalanması gereken nokta bu olabilir.insan öldüğünün bilincinde olabilir.ölen insan sadece bedenini bırakır.şuur farklı bir boyutta onunladır ve insan artık öldüğünün farkındadır.
Var olan beden,şuurun ve boyutun farkında olabilmek için geçici bir karargahtır.ölümü tadamayacak olan odur.sizi siz yapan huylarınız,yaşamınızı neye adadığınız,ne için uğraştığınız,şuur/nefsi ne kadar tanıyabildiğiniz boyut değiştirene kadar geçerlidir.ölen bedenden çıkan benlik bilinci alt boyutta yaşadıklarıyla beraber çıkar ve artık kurtuluş yoktur.
Gördüklerine ve hissettiklerine yön veremediğin uyku gibidir nefsini tanıyamamak.ya şimdi nerede olduğunu kavrarsın,ya da hiç kavrayamamak için ölümü beklersin.
kendisi hakkında cehalet diğer canlı varlıklarda tabiattır,insanda zaaf