Bu örgütle ilgili olaylar zincirinden kafamda oluşan bi kaç tane soru var onlara cevap bulmaya çalışıyorum belki burdan bi şekilde yardım alabilirim.
Daha olay çok taze;ISID'in rehin olarak elinde bulundurduğu kırkdokuz(49) tane diplomatımızın serbest bırakılması ve ülkeye geri dönüşü. iyi hoş ne güzel sorun olmadan ölüm kalım olmadan ülkeye döndüler. Ama işin ilginç tarafı bu olayın zamanlamasının biraz manidar olması. Nasıl manidar olması diye soran olursa şu şekil manidarlıktan bahsediyorum. ISID'e karşı ABD nin önderliğinde daha geçen hafta bi toplantı düzenlendi ve Türkiye hariç toplantıya katılan tüm ülkeler ISID'e karşı ABD'nin yanında olmak için kağıda imzalarını attılar. Türkiye ise rehineleri işaret ederek destekten uzak durduğumuzu açıkladılar. ABD dış işleri bakanı hatta ikna edebilmek için Ankada'da bakanlarla görüşme yaptı. işte tam bu olayın üzerinden henüz bir hafta bile bir zaman zarfı geçmeden rehine olarak tutulan diplomatlarımızın serbest bırakılması baya manidar bi zamana denk geldi. Kafama takılan ilk soru; bu olay tamamen basit bi kurmacalıktan ibaret mi ki o kadar belli ki basit bi mantık yürütülünce herşey ortaya seriliyo.
ikinci sorumun da altyapısını oluşturan olay ise;rehinelerin yurda dönmesinden sonra Cuhurbaşkanı RTE sorulan bir soru üzerine rehinelerin yurda dönmesini ''diplomatik pazarlık''olarak geçiştirmesi. Bu geçiştirme akla ISID in resmi ve diplomatik olarak tanındığı anlamına mi geliyor? Devletin en tepesindekiler bu kafa kesen cani örgütle nasıl bir pazarlıkk masasına oturabilir?