m.ö.3200'lü yıllarda çanakkale yakınlarında o meşhur (bkz: troya) adlı kentte priamos adında kralın,himayesindeki halk huzur içinde yaşarmış.priamos'un karısı hekabe bir gün bir rüya görmüş.rüyasında karnında ateşler çıkmakta ve çıkan ateşler bütün kenti kaplamakta.
hekabe rüyadan oldukça etkilenmiş ve ilk olarak kocasına anlatmış daha sonra ise eski çağların "kült mistikleri" olan kahinlere gitmiş.yalnız kahini yaptığı yorum hekabe'nin pek hoşuna gitmemiş. kahine göre hekabe hamiledir ve doğacak çocuk troya' ya felaket getirecektir.kehanete inanan priamos çocuk doğduktan sonra bir adamını çocuğu öldürmek için görevlendirmiş.fakat görevlendirilen adam çocuğu öldürmeye kıyamayıp bugünkü kazdağı'nda bir yere bırakmış ve çocuğun burada kurda kuşa yem olup öleceğini düşünmüş.fakat bu çocuk bir çoban tarafından bulunup yetiştirilmiş.peki bu çocuk kim?
bu çocuk rüyada göründüğü ve kahinin de söylediği gibi troya'yı felakete uğratacak olan atinalı helen ile büyük aşk yaşayan paris'ten başkası değildir.
kurgudur veya gerçektir önemli değil.metin,truva mesaj "böyle bir şey nasıl mümkün olabilir?"
-tarihte bunun örneği çoktur.osman gazi'nin,şu meşhur ağacın dünyayı kapladığı ile ilgili rüyası,hz.muhammed'in annesinin doğumdan önce gördüğü rüya veya bilim tarihinden,dikiş makinesinin mucidi (bkz: elias howe) iğneden ipliği nasıl geçireceğini düşünürken gördüğü kızılderili rüyasında kızılderililerin mızraklarının ucundaki delikten dolayı iğnenin ucuna delik açması.çocukken gözler iyi gördüğü için çocuklara verilen meşhur iğne deliğinden ipliği geçirme mevzusunun asıl kaynağı bir rüyadan çıkma.
insanın kendi başına geldiğinde ürkütücü olsa da,nasıl gerçekleşebildiği bir süre daha,beyin çözülene kadar gizemli kalacak gibi görünüyor.
