boşu boşuna karşı olduğumuz hadisedir. zira zaten artık günümüz dünyasında telekomünikasyon gizliliği diye bir şey kalmamıştır. tabii özel önlem alınmadıysa. emniyet ve dış işleri gibi kurumlar kendi kripto sistemine göre haberleşirler. media player'in bile her oynattığı filmin cookiesini merkeze yolladığını bilmeyen zihniyetin karşı çıktığı saçma sapan bir mantıktır. cem uzan gibi bir adama gsm lisansı veren devlete itiraz etmeyenlerin telekoma neden itiraz ettiğini anlamak mümkün değildir. kaldı ki, bu son sendika-telekom görüşmelerinde ortaya çok enteresan bir tablo çıkmıştır. telekom özelleştikten sonra alan şirket çalışanlara iki seçenek sunmuştur, başka kamu kurumuna geçme, yahut emekli olana kadar belirli bir zam aralığında kalmaya razı olma. çoğu torpille işe giren ve masa başında oturup hiç bir şey yapmadan emekliliğini bekleyen çalışanlar kendilerini sağlama almışlar, alan şirket işe yarar personel ile özel sözleşme imzalamış ve onlarla sorun yaşamaktadır. lakin sendike yeni alınacak personelin de sendikalı olması gerektiğini şart koşmaktadır. bunun nedeni basittir: rant. yakında emekliliği gelecek 16 bin insanın ödediği aidatlar kesilince haber-iş ortalık yerde kalacaktır. bu nedenle telekom işçisine ne kadar zam verirse versin kabul etmemekte, sendikalı olmayı şart koşmaktadır. mevzuya dönüyorum: 'yok haberleştirmemiz satılıyor, vatan satılıyor' iddiaları gülünçtür. genelkurmay'dan emniyet müdürlüğü ne kadar kendi iletişim sistemleri varken, zaten kullanmamaktadırlar telekom santrallerini. rekabet kaliteli ve ucuz hizmeti getirecektir. buna karşı çıkıp adsl niye yavaş, dünyanın en pahalı interneti bizde diye sızlanmak da ayrı bir çelişkidir. nokta.