acıdan ziyade hırs biraz bu. yani düşün, bir kadının içinin dışının her santimetre karesini biliyorsun, vücudunda dokunmadığın yer kalmamış, avcundaki çizgilere kadar ezberliyorsun, sonra bi gün bitiyor, o gidiyor başkasıyla birlikte oluyor, sevgilim diyor, yatıp kalkıyor filan.
dünyanın en normal ve aynı zamanda en saykodelik olayı bu ya. şöyle bi durup düşünsen çıldırırsın amk. şimdi o elleri, dudakları, memeleri başkası mı öpüyor amk, nasıl olur ya? e olur, çatır çatır oluyor da işte, sen istediğin kadar çıldır abicim. hem zaten niye olmasın ki, senden ayrılınca hayatının geri kalanını kilisede rahibe olarak mı geçirecek. hayır tabii ki.
zaten bu mevzu bahis aşk acısı siksiğinin de %30\'u özlemekse %70\'i de bu kabullenememe hissi. artık senin olmadığını, başkasıyla seviştiğini hazmedememek.
misal ben bi sevgilimi ayrıldıktan bir süre sonra ilk kez başka biriyle gördüğümde o çocuğu öldürmek istemiştim, çok net bayaa bildiğin öldürmek yani. öyle bir inkâr yani, nasıl olur ya, bu kıza başkası dokunamaz abi, olamaz ya filan. o an orada o çocuğu soğukkanlılıkla öldürebilirdim mesela. ama yazık olurdu...
çünkü bir zaman sonra, eninde sonunda geçiyor. acımıyor artık, kabulleniyorsun, hatta sikinde bile olmuyor. hasılı, bu meret tazeyken acıtır, koca koca adamları kadınları köprüaltı şarapçılarına döndürür icabında ama öldürmez. aşktan, özlemekten adam mı ölürmüş ya zaten, hayır ölmüşse de o kendi mallığıdır açıkçası.
herneyse işte, için sıçın, alkol kumar karı kıza düşün bi müddet, sonra geçecek zaten, sikinde bile olmayacak. hadi eyv