"Panayır Sinekleri Hakkında
Yalnızlığına kaç, dostum! Seni
büyük adamların gürültüsünden
sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle
de delik deşik olmuş görüyorum.
Seninle nasıl susulacağını pek iyi
bilir orman ve kaya. O sevdiğin
ağaca benze yine sen, o geniş
dallıya: sessiz ve dinlercesine
sarkar o, denizin üstüne.
Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri
başlar; pazar yerinin başladığı
yerdeyse, büyük oyuncuların
gürültüsü ve ağılı sineklerin vızıltısı
başlar.
Dünyada en iyi şeyler dahi,
göstereni olmazsa, değersizdirler:
Bu göstericilere "büyük adam "der
halk.
Halk pek anlamaz büyükten, yani:
yaratıcılıktan. Ama büyük şeylerin
bütün göstericilerind en ve
oyuncularından hoşlanır.
Yeni değerler yaratanların
çevresinde döner dünya: -
görünmeden döner. Oysa
oyuncuların çevresinde döner halk
ve şan :" dünyanın gidişi" böyledir.
Ruh vardır oyuncuda, ama ruhun
vicdanı pek yoktur. O hep, en çok
inandırdığı şeye inanır, - kendine
inandırdığı."
Nitsche'nin kitaplarının içinde en severek okuduğum kitabı düşüncelerinin çoğunda doğruluk payı olduğuna inandığım adam.