bir anda bana the island filmini anımsatan planlama.
böyle bir projeye ibm'in talip olması şaşırtıcı değil elbet. ibm, bilişim ve bilgisayar teknolojileri olarak dünyaya bir çok ilkleri yaşatmıştır. ilk aklıma gelen şuan da benim bu entryi girmemi sağlayan diz üstü bilgisayarım. o zamanın adıyla ilk taşınabilir bilgisayar.
öncelikle şunu bilmek gerek; insanın ölümsüzlüğü gibi bir yaklaşım, durum, gelişim, teori(çürütülmek üzere binlerce olabilir elbet) olamaz. ancak insanlığın teknoloji alanında nerelere kadar ulaştığı ile alakalı üst bir çıta belirlenebilir. fazlası değil.
bu gelişmeler gayrimüslim bilim, ilim adamlarından onların alimlerinden çıkmaktadır. çünkü müslüman bir bilim insanı olaya vakıf olduğu için böyle bir araştırmanın altına bu sebepten girmez. bu sebepten girmez diyorum, yani niyeti kast ederek. kendisini geliştirmek istiyordur veya yukarıda da söylediğim gibi teknolojide insanın başarabileceği üst sınırları görmek istiyordur, kariyer yapmak istiyordur, dalında çok başarılıdır ve bilhassa kendisi çağırılmıştır vb. gibi niyetler ve sebepler dahilinde tabi ki araştırmaya dahil olabilir. bunda bir bahis yoktur.
gayrimüslim için hayat, yaşam burasıdır. yani şuanda hayatımızı idame ettiğimiz bu fani dünya. onun için bu dünyadan sonrası yok oluştur. cesedin ve ruhun yok olması. her şeyin bitmesi. ölümün manası, açıklaması, anlamı budur onun için. e doğal olarak tüm olanaklarını seferber edip daha çok yaşayabilmek, veya hastalıksız uzun bir yaşam sürebilmek, başka bir mekanda(uzay) yaşamak ve en sonunda ölümsüz olmak. sürekli yaşamak. baki kalmak.
bir müslüman baki'liğin bırak insana ait olabilecek bir özellik hiçbir canlıya, sadece ve sadece yaratana özgü bir sıfat, bir özellik olduğunu bilir. ve buna göre ölümden sonraki hayata hazırlık yapar bu dünyada. olması gerektiği gibi. tabi bilinçli bir müslümandan bahsediyoruz. yoksa bildiğiniz gibi yurdumun yüzde doksan beşi, dünyanın ise neredeyse 1/4 müslüman! ama nasıl müslüman? konumuz değil geçiyorum.
bizler muhammed(s.a.v.) ümmetiyiz. hz. adem'den bu yana her ümmetin bir yaş ortalaması oldu. kimi zaman bu 900-1000 yaşlara kadar ilerledi. şuan bizim(bu ümmetin) yaş ortalamamız ülkelere göre değişiklik göstermekle beraber 70-80 aralığıdır.
insanlık olduğu sürece bir şeyler sürekli merak edilecektir. ama bu merakın maksadı nedir veya ne olmalıdır? iki farklı soru.
bence asıl mesele bu. gene dönüp dolaşıp "niyet" konusuna döndük.
insan bu dünyada ne yaparsa yapsın, müslim olsun gayrimüslim olsun. tüm yaptıklarının bedelini allah niyetlere göre değerlendirecektir ve karara bağlayacaktır.
her an iyi niyet olmak üzere.
zorunlu edit:
eksileniyorsa şayet doğru yoldayım demektir.
halbuki varsa anlamadığı bir nokta sorsa daha hızlı halledebiliriz.
(bkz: hayırlısı olsun)