nişantaşı'ndaki dublex dairemde oturmuş, yeni aldığım 1950 yapımı viskimi yudumluyordum. tüm keyfim telefonuma gelen bir mesaj ile bozuldu.
-merhaba pacc. ben özge. eğer uygunsan, kahvaltı edebiliriz?
özge'yi kıramazdım. bu teklifini isteksizce kabul etmek zorunda kaldım. yarım saat sonra zil çaldı ve gelen özge idi.
-selam pacc, bak sana kahvaltılık getirdim.
+hiç gerek yoktu özge, biliyorsun sabahları fazla şey yemem.
-yiyebileceğin çok şey var bugün, ihihihihihi.
özge'nin bu nahoş esprisi yüzümü kızartmıştı. hızlı adımlarla mutfağa koştum ve kahve makinemin önünde beklemeye başladım. arkamdan bir el uzandı.
-pacc. sen yalnız ve seksi bir erkeksin. ne dersin, kahvaltıdan önce benimle seks eylemek ister miydin?
+defol evimden, pis kadın! demek beni ekmeğe sürülecek nutella sandın ha! defol, dedol!
özge ağlayarak evden çıkarken, ben de yarım kalmış kahvemi yudumluyordum.