çocukken hep pazar ayakkabısı giyinirdim. daha doğrusu giyinmek zorunda bırakılırdım. bir keresinde bi akrabamızın hediyesi sayesinde adidas giyinme fırsatı bulmuştum gerçi. haftalarca yatağımın başında durmuştu onlar. ve tabanları tamamen sökülene kadar da kullanmıştım.
Herneyse, yine 10 liraya beyaz bir spor ayakkabı almıştı babam. gerçi 15 liraydı da üstün pazarlık kabiliyeti sayesinde 10 liraya almıştı. ertesi gün onlarla gitmiştim okula. gittiğim okula gelir düzeyi bizimkinden yüksek ailelerin çocukları gidiyordu genel olarak. gerçi bizim de çok az gelire sahip olduğumuz söylenemezdi. o sıralar borç içindeydik ve tasarruflu olmaya çalışıyorduk ailece. babam, o okulun iyi imkanlara sahip olduğunu ve o okula gitmemin benim için büyük bir şans olduğunu söylerdi hep. neyse beş veya altıncı sınıf falandım herhâlde. soğuk bir sonbahar sabahıydı. geceden yağmur yağmıştı ve yerler ıslaktı. ilk dersimiz bedendi ve spor salonunun girişinde hocanın gelip salonu açmasını bekliyorduk. beklediğimiz yer mermerdendi ve üstü kapalıydı. Yani beklediğimiz yerin zemini kuruydu. o sırada sınıfın 3-4 havalı çocuğu, okula gelirken ıslanmış olan nike ve adidas'larının tabanlarını kuru zeminde sürterek o zamanlar bir zenginlik göstergesi olduğunu düşündüğümüz "ciyyyk" sesini çıkarıyordu, büyük bir gururla. daha sonra içlerinden birinin gözleri benim ayakkabıma takıldı. bıyık altından sırıta sırıta yanıma sokuldu ve benim de ayakkabımı yere sürtmemi söyledi alaycı bir tavırla. bunu tam bütün sınıfın sustuğu bir anda söylemesi tesadüf müydü yoksa planlayarak mı yapmıştı bunu hâlen emin değilim. Neyse işte o tayfadan bir çocuk daha aynı şeyi söyleyip yanıma yaklaştı diğer çocuğun yüzündeki alaycı ifadeyi takınarak. herkes bana bakıyordu sessizce. ben de gurur yapıp birden sürttüm ayakkabımı yere. bi mucize gerçekleşip "ciyyyk" sesi çıkmadı elbette. hatta ayakkabıyı yere vurduğumda sanki bir tahtayı yere vurmuşum gibi çıkan "paat" sesi herkesin gülmesine yetmişti bile. bu işi başıma saran o ikisi mutlu olmuşlar mıydı bu hareketleriyle bilemem ama ileride sosyal fobi'ye yakalanmamda anne-babamdan sonra en büyük etkiye sahip kişilerdi. şimdi yüzlerce liralık ayakkabılar da giysem insan içine çıkmaktan utanıyorum, o veya bu şekilde dalga konusu olmak korkusuyla.