Hiç fotoğraf makinem olmadı benim
Aklıma kazıdıklarımı saymazsak
içi geçmiş bir masada oturuyorken
zamanı daha çok hapsetmeye gerek de yoktu
Sınırlar içinde yüzüyorduk çünkü
Ben dalgaların üzerine kendimi bırakmayı seviyordum
Sense hep derinlere atıyordun kendini
Vurgun yiyordun sonra
Tanımıyordun hiçbir şeyi
Ayılasın diye kendi yüzüme tokat atıyordum ben, neden?
Ne kadar şuursuzsak o kadar iyi
Gece karanlığındaki ağaçları dinazorlara benzetirken
Bad trip vukuatleri ile ne denli çabuk kaynaştığımızı düşünüyordum
Kafama sıçayim
Çok düşündüm ben
Gece üçlerde buruşmuş suratlı bilgeleri
Yaz mayışmalarında "edebiyatta önemli olan hede hödedir.."
diyen tüysüz beyinli kalemleri
Ve bütün geçmiş zamanları...
Bütün zamanlarda en azından birkez yandı ellerim
Hayatta mıydım daha o belli değilken
Kalkıp astec sunaklarına ağladım ben
Tanrıyla savaşmak diye bir meseleyi neden attım ki ortaya?
Sınırları yıkmak, gerçeği bilmek, bütün bunları neden bilmek istedim?
Dedim ya, çok düşündüm ben
Çağın umurunda olmayan bütün cehennemleri ve cennetleri kutsadım