kadın sana diyor ki ortada birçok başarısızlık var. -chp oylarını arttırdı bu seçimde, bence başarılı diyenin devr-i devranını sikeyim, peşin söylüyorum-
gel biz bir kurultaya gidelim, bi sikimizin boyunu ölçelim, seninki uzun çıkarsa buyur sen devam et, yok benimki uzunsa bırak bir de ben kaldırmayı deneyeyim diyor. -kabaca-
lan demokrasi budur zaten. yani şimdi öyle konuşulur mu da, vay bozgunculuk da demenin manası ne?
bir erk gösterdin diye insanlar sana meydanı bırakmışlar, eyvallah. ama başaramdıysan bırak o şapkayı önüne de bir düşün. bu şapka senin mi, güzel görünen bu mu, bunutakmaya devam mı edilmeli, başkasına fikir mi sorulmalı, nedir.
hayır bu kadının şu onurlu duruşu, doğru ya da yanlış fikirlerini açıklaması, açık açık başaramadınız demesi bir tavırdır.
sen %60 oy aldın da kadın mı sana çemkirdi be birader? bozgunculuk bunun neresinde?
he bu bozgunculuksa o zaman ben de sana sorarım baykal'ın pompa kasetlerinin ortaya çıkmasının akabinde devranın dönmesi tesadüf mü diye?
%17'den, %25'e gelen oyun hatrına da chp bayaadır çok iyi durumda diyen adamların, aman emine ülker tarhan faşo'dur, ulusalcıdır, laikçi teyzedir muhabbetleri gayet yerinde.
çünkü kendilerinin nerenin adamı oldukları, ne amaçladıkları ve neden korktukları ortada... ben de olsam ben de tepemde ikinci bir çiller vakası istemem. hem de partide koltuk kavgasına bir odacılar bulaşmamışken, partinin kurucusu kurultaya giremesin diye tarihlerle oynanıyorken.
hee emine ülker tarhan'dan belki chp başkanı değil, il başkanı bile olmayabilir sizce. o bir takdir ve hür irade meselesidir. herkesin kendi düşüncesidir.
ama kemal kılıçdaroğlu'ndan hali hazırda olamamıştır. tam bugün o gün. yıllardır böyle bu.
öyle olmasa ne ben bu kadar aykırı fikirle tayyip erdoğan'a saygı duyardım, ne de o balkon konuşmalarında sizinle tatlı tatlı taşak geçerdi.
yılda %1 oy arttırarak anca yeşilburun adalarını yönetirsiniz. sikerler öyle istikrarı.
