görev süresi boyunca en çok seyahat eden cb oldu kendisi. ben bu gezilerin hep bu güne yönelik olduğunu düşünüyorum. hiçbir devlet büyüğünün gitmediği illere, ilçelere gitti. halkla baya iç içe oldu. tayyip erdoğan'ın siyaset ve iktidara bu kadar hakim olduğu bir devirde silinip gitmemek için yapabileceği tek şey buydu bence ve iyi de değerlendirdi. gittiği yerlerde ilgi gördü, sevildi. abdullah gül, akp içinde sindirilebilir belki ama türkiye genelinde erdoğan'dan sonra en fazla toplum desteği gören siyasetçidir.
çok beklesek de mit yasası, internet yasakları gibi tavır göstermesi gereken yasalara ses çıkarmadı. tam bir emanetçi olup hakkını almayı bekledi. hakkını alacağı gün oyun dışına itildi.
akıllı da kendisi. yasaları onaylarken bir yandan da sosyal medya üzerinden aslında ne düşündüğünü ve mecbur olduğunu dolaylı yoldan ortaya koydu. partiyle, siyasetle mecbur kalmasa ilgilenmeyecek olan, tek beklentisi ileri giden ve özgürleşen, zenginleşen bir türkiye olan seçmen kitlesi için sinyali çaktı.
haşim kılıç'ın konuşmasına gülümserken abdullah gül bugün fırsatın kendisine geleceğini biliyordu ve tepki almadan, lince uğramadan bu günlere gelebilmek için pasif kalmaya razı oldu. bir tane tetikçi gazeteci bile kendi tabanında abdullah gül'ü hain ve güç sevdalısı olarak hedef yapmaya yetebilir ak zombiler nazarında.
akp'nin bence şöyle bir gerçekliği var,
parti ilk çıktığı günkü anlayış ve enerjiyle devam etseydi bugün yüzde 70 civarı oy alabilecek potansiyeli vardı. kemal kılıçdaroğlu anlayışını bile bünyesinde toplayabilirdi, ertuğrul günay projesinin bir üst versiyonu olarak. kürt siyasetini de çok daha ciddi ve güvenilir şekilde işgal edebilirdi. milliyetçi ve muhafazakar seçmen zaten bir şekilde bu partinin tabanıydı. bahçeli sadece kaymayı engellemeye çalıştı, seçmenine vaad edebileceği çok fazla bir şeyk yoktu.
kurucu tayfa dedikleri adamların asıl temennisi buydu aslında, şimdi iktidar her dediğini yaptırmaya yetince bu adamlar gereksiz görülüp pasifize edildi. arınç da bunlar içinde en bilinen ve en sadık en cefakar olanı. o bile bıktı kutuplaştırıcı tetikçilerden ve tayyip erdoğan'ın güçe olan açlığından.
uzlaşmacılık yerine kitleyi kemikleştirip yetersiz liyakatine rağmen sadakati, borozancılığı sayesinde koltuk bekçiliğini kimseye kaptırmama gayretiyle hareket edildi. bunun da adı kutlu dava, milli hedef falan oldu. bu tetikçiler koltuklarından olmasınlar diye akp'nin en büyük itici gücü olan cemaat için bile cadı avı uygulamasının fitilini ateşledi.
akp'nin uzlaşmacı günlerine dönebilmesi için abdullah gül son çıkıştır.
iktidar sizin olsun amk yeter ki şu milleti birbirine düşürmeyin, yalan dolanla bölmeyin, herkesin hakkını savunun, ekonomiyi boşlamayın, hukuku askıya almayın da ne bok yerseniz yeyin.