hayatın yorgunluğunu içine çekmektir belki de, umarsızca, her şeyden vazgeçmek istercesine. ölüm uykusu tatlı gelir insanoğluna en derin noktasında. kimler gelip geçmedi ki bu hayattan? sırada ben olmayayım dersiniz ya, işte öyle bir anda kapıyı çalsa, azrail ve gelse yanınıza.
yorgunluk dediğim; hayata yorgunluk. hayattan bıkkınlık, artık her şeyden kolayca vazgeçebilmeyi öğrenmektir. sevgiden, sevgiliden uzak kalmaktır bunu hissettiren. doğrulara ulaşamamaktır bunu hissettiren. bir merhamet duygusu beklemektir bunu hissettiren.
hayata karşı yorgunluğu hissettiren çok şey vardır da, biz görmek istemiyoruzdur. gün gibi ortada olan şeylere karşı, gülücük maskesini takmış allah'a emanet gidiyoruz, o şekilde yaşıyoruz. Ama biliyoruz en çok da maske takanların yorulduğunu. biz hayat savaşı verirken insanlar neler neler yapıyor diye düşünüyoruz. Sonra arkamıza bakıyoruz ya, bizim de yaşadığımız neymiş ki diyoruz, ama vücut bitap, beyin çoktan vazgeçmiş, kalpse kırılmış gitmiş.
hayattan yorulmuşuz. ve en üst seviyede hissedip, yaşıyoruz bunu.
hayat her insanı yorar, hayat insanları yormak için varmışçasına.
mutluluğu unutanların adına...