geçe gün abimin arkadaşlarını konuşuyorduk. tabi hepsi okumuş, işe girmiş. en kötüsü astsubay olmuş, kısa yoldan devlete kapağı atmış.
ama arasından birisi okuyamamış. ben de tanıyorum kendisini. babası hambal, annesi kanser hastası. annesi ölmüş tabi kaç yıl önce. babası da hambal haliyle iki çocuğa bakmaya çalışıyor. hem nasıl okusun ki bu çocuk. anne kanser, bir kardeşi var ve babası da hambal. o an kalbim bir garip oldu. ne sevgiliden ayrılma etkisi öyleydi, ne de annemin kızdığında öyle değişik olmuştu kalbim. şimdi otobüste kılavuzluk(hostes) yapıyormuş. evlense nasıl evlenecek, nasıl geçinecek, hem kızı nasıl bulacak filan filan... keşke kelimesini hiç kullanmam ama keşke elimden bir şey gelseydi onun için. keşke bir şeyler yapabilseydim. ve bu şekilde güzel anadolumun yerlerinde kaç kişi var, kaç oğlumuz kaç kızımız var. yitip giden gelecekler, hayaller, hayatlar...