öyle menem bir ülkedir ki, uzay programı hakkında konuşurken bile bir anda kendinizi stalin'i, bürokratik olişargiyi savunurken bulabilirsiniz. Aslında işin sırrı karşınızdakin siz ne kadar da sovyetlerin yaptığı yanlışlardan bahsetseniz de, demogojinin çetrefilli yollarından geçerek bir anda sizi kör bir kuyuda stalin ile baş başa bırakmasıdır. Heryerde eşit altyapı vardı her yerde süper lojistik (bu lojistik direkt olarak tahıl akımına atıfta bulunuyor, millet açlıktan öldü ya) vardı, herkes eşitti demişsiniz gibi sizi bir anda ütopik ilan edebilirler. Oysa sizin bashettiğiniz sosyal eşitliktir. Yani daha çocuğun doğumunda kaderinin çizilmemiş olması, kendisinin hayatı için ailesinden,bağlı olduğu topluluktan ziyade kendisinin çabalarının önemli olmasıdır. Herkese eşit hizmet demeyi her köyde üniversite olarak anlamak demogoji ikin, her köyün çocuklarının üniversiteye gidebilmesi işte bu eşit hizmettir. Şüphesiz halkın en çok acı çektiği yıllar olarak gösterilen 1940-1960 arasında birçok insan ölmüştür teknik yetersizliklerden ötürü. Lakin bunu devlet birilerini ölüme terk etti diye düşünmek yanlıştır (evet terk ettiği de olmuştur savaş zamanı). Koskoca bir ülke düşünün, koskoca bir coğrafya ve bu ülkenin insanları hiçbirşeyin yetişmediği, daha doğal kaynaklarından habersizken buradaki insanlara ulaşmak için elektrik hatları çekmiş, okullar inşaa etmiş, demir yolları yapmışlardır. Türkiye köy çocuklarına taşımalı eğitim gibi dandirik çözümleri daha 10 yıl öncesinde sunarken, garip ama sovyet çocuklarının eğitim sorunu yoktu. Kalkıp sovyetlerin aly yapısının yetersizliğinden eşitsizliğinden bahsedenler, kalkıp 15 senedir bu topraklarda alt yapı adına ne yapıldığını gösterecek, bu eşitsiz ve yetersiz altyapının 15 sene geçmesine rağmen halen nasıl çatır çatır bu "merkezden uzak halkları" yaşatabildiğini açıklaması gerekir?
Merkezden uzak halklar nasıl insanlardır? Bu insanlar öcü müdür? Mesela sovyetlerin merkezi neresidir ve bu uzaklık neresidir? Moskova mıdır merkez, Petersburg mu yoksa Novrosisk mi? Herkes birbirinden uzaktır, bu yüzden federasyondur güçlü bir federasyondur, evet merkeze (burada merkez başkent olarak Moskova'dır) oldukça sıkı olarak bağlıdır, lakin merkez başka bir ülke değildir ki Sovyetlerdir. O merkezde bulunan adam zaten nereden gelmiştir?
Şu bizim Kırım bölgesi Tatarlarına sıra gelince. Ne yazıkki bizim resmi tarihimizin yazmadığı, lakin zahmet edip sovyetlerden kaçan insanlardan dinlemek yerine yayınlanmış Alman belgelerinden okursak, güney bölgesi kızıl ordu komutanlıklarında tatarlar görevli iken bu bir anda değişmiştir sorusunun cevabını bulabiliriz? Ne yazıkki Alman orduları karşı cepheden asker kazanma olayını kırım'daki kadar başarıyla yapamamıştır. Burada bahsedilen saf değiştirme sayıları birkaç isyancı küçük birlik değil basbayağı tümenlerdir.
Sovyetleri tartışırken bir yandan da ne kadar Türkiye ile benzerlikler sunup sempati kurma çabası ise anlamsızdır. Yok Dersim, yok Kırım benzerlikleri. Ortada zor durumda olan bir ülke ve bundan yararlanıp kendini kurtarmaya bakan kendine kar elde etmeye çalışan bir grup vardır, sevsekte sevmesekte devlet buraya müdahale etmiştir, kendi yaşam alanını ve hattını korumuştur. Yok orası insan hakları ihlalidir, yok orası ayıptır diye konuşmak hayallerdeki bir ülkeyi arzulamak işte varsa bir ütopiklik o budur. Kalkıp sovyetleri anlamadan, sovyetler neden yıkıldı diye ders vermektir demogoji. Sovyetler hakkında tek bilinenin yok Semmey, yok Stalin, yok Gulag (ki aynı zamanda rusçadan da bilinen yegane kelimedir) olup, zahmet edip bu ülkenin topraklarını gezmek,görmek yerine "birincil kaynaklardan" dinleyip, sovyetlerde yıllarını geçirmiş insanlara sovyetleri anlatmaya çalışmak ayıptır. Kalkıp sosyal emperyalizmi önce emperyalizme eşitleyip ondan sonra hızını alamayıp genişletmek ise samimiyetsizlik.
edit: bu arada "bizler" okadar zekiyiz ki sanki yıkılmış bir devletin mükemmelliğinden bahsediyoruz konumuna düşürülmek istemem. Bizim bahsettiğimiz mükemmellik, insanlık için en mükemmeli yapabilecek köklere sahip oluşlarıydı. Şüphesiz bu köklerin nasıl kuruduğunu anlayıp, anlatmak sovyet düşmanlarından çok sovyetlerin dostlarının görevidir. Çünkü bu kök bir gün yeniden mutlaka var olmak için anlatılmalı, nasıl bir "şeytan" olduğunu tanımlamak için değil.