ekmeleddin ihsanoğlu na açık mektup

entry2 galeri
    1.
  1. Sayın ihsanoğlu,

    Öncelikle sizi keyifle seyrettiğimi belirtmek isterim.

    Topraklarımıza paraşütle inmenizden mütevellit, yapmış olduğunuz gafların da yüzümüzde acı bir gülümseme bıraktığını ifade etmeden geçemeyeceğim.

    Umarım yolculuk iyi geçmiştir.

    Size dostlarınızın hitap ettiği gibi, Ekmel Bey diye hitap etsem yanlış anlamazsınız umarım. Gerçekten de alışık olmadığımız bir isminiz var.

    Öyle ki, sizi cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren iki büyük siyasetçi sayın kılıçdaroğlu ve sayın bahçeli’de isminizi telaffuz etmede epey zorlanıyorlar.

    Sayın Kılıçdaroğlu’nu izliyoruz:



    Sayın Bahçeli’de sizden söz ediyor, bakın:

    http://youtu.be/nUVSc6DimOI

    Neyse ki siz de onların ismini söyleyemiyorsunuz. Bizim buralarda bir atasözü vardır, körler sağırlar birbirini ağırlar derler, durum aynen böyle.

    http://youtu.be/VsvUzJKEc1k

    Bu arada Kemal Alemdaroğlu’nu bilirsiniz Ergenekon davasında 15 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı kendisi.

    Babanız, ihsan Efendi, muhterem bir insanmış. Kanla kazanılmış Anadolu topraklarının kurtuluş mücadelesini anlatan, istiklal marşının ünlü şairi Mehmet akif Ersoy’un arkadaşı olması bile bizim iman dolu göğsümüzde bir yerlere sahip olması için yeterli...

    Sizin bunu göğsünüzü gere gere söylemenizi de çok mantıklı buluyorum. Babam olsaydı bilbord’lara dahi yazdırabilirdim. Ancak istiklal marşı‘nın 7. kıta, 3. mısrasını okuduktan sonra “Çanakkale şehitleri şiirinden herhalde” sözünüz gözlerimin yuvalarından fırlamasına vesile oldu.

    http://youtu.be/vJ9BsByMY00

    ne kadar şanslısınız biliyor musunuz?

    istiklal marşı’nı bilmediğiniz halde, milliyetçilik temelli bir siyasi oluşum olan MHP’nin hala desteğini görebiliyorsunuz.

    Siyaset ne kadar garip bir olgu değil mi? Yeni olduğunuz için alışamamış olabilirsiniz. Zamanla siz de o çarkın içerisinde nabza göre şerbet vermeyi öğreneceksiniz. Hatta sizi yakından takip eden biri olarak söyleyebilirim ki, öğrenmeye de başlıyorsunuz.

    Şöyle bir örnek vereyim.

    Filistin olaylarının başında “Türkiye, Filistin konusunda tarafsız kalmalıdır” dediniz.

    Saygı duyarım, bir siyasi duruştur bu. Bir siyasi görüştür. Doğru/yanlış elbette tartışılır.

    Size hak veriyorum da üstelik, hem CHP, hem MHP hem de ABD tarafından desteklenebilmek için bazı konularda tarafsız kalmak zorunda kalıyorsunuz, mesela israil’in orantısız güç uygulaması gibi.

    Sonrasında “Siz bir tarafı tutarsanız bunlar barışınca, siz kötü olursunuz” sözleri ile konuşmanıza devam ettiniz.

    Bu zamana kadar oldukça ciddiyetle sizi dinleyen benim suratımda son sözünüzü duyunca istemsiz bir gülümseme oluştu. Hani siyasetten pek anlamam ancak, karı ile koca arasına girilmez temelli bir açıklamanın da siyasi açıdan çok profesyonel olmadığını söylemeden geçemeyeceğim.

    Velhasıl, biz duygusal bir milletiz Ekmel Bey. Zulme karşı gelmek ve mazluma merhamet atalardan geliyor. Bu nedenle de kamuoyundan tepki aldınız.

    Sonrasında “Gazze'de masum sivillere karşı yapılan hunharca saldırıları kınıyorum” mesajını twitter hesabınızdan yayınladınız. Sanıyorum bir yerlerden izin geldi.

    işte çok güzel hareketler bunlar.

    Yavaş yavaş akademisyen kimliğinizden sıyrılıp siyasetin içine girmeye başladığınızı böylelikle anlamaya başladık.

    Siyasetten gelmediğiniz için mitinglere alışkın değilsiniz biliyorum. Yani beni de çıkarıp konuştursalar ben de saçmalarım haklısınız. Ancak son olarak esnaf ziyaretleri ile yürüttüğünüz reklam sürecinizde size naçizane birkaç tavsiyede bulunmak isterim.

    Öncelikle sakin olun Ekmel Bey. Esnaf, halktan birileri gelip size birkaç söz söylüyor, hemen kızıyorsunuz.

    Daha durun, neler neler söylenecek hakkınızda.

    Örneğin geçenlerde bir gazeteci ekmeğin fiyatını sorduğunda önce bir sinirlendiniz, sonra 75 kuruşluk ekmeğin fiyatının 60 kuruş olduğunu söylediniz falan, şunun şurasında 15 kuruş için birbirimizi kırmaya değmez. Değil mi ama?

    Bu arada geçenlerde ben de akbil kullanıyorum, ben de sizdenim, beni de aranıza alın diyerek akbil’inizi gösterdiniz ancak toplu taşıma araçları bu ülkede 65 yaş üstüne ücretsiz.

    Hani şu reklam kampanyalarındaki akıl hocanız kimse, o da sanıyorum bizim semalara paraşütle inenlerden. Bence danışmanlarınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekiyor Ekmel Bey.

    Yine de sempatik birisiniz.

    cumhurbaşkanı olamasanız bile, her ekmek alışımda sizi hatırlayacağım.

    Selam ve hürmetlerimle.

    Öptüm, kib, bye.

    Dibi dibi rek.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük