başbakanın ansızın bize misafirliğe gelmesi gibi bir durumda yapılacak olan şeylerdir.
öncelikle bu tür ziyaretler genelde akşam vakti yapılıyor.
ister sevin ister sevmeyin kapısını başbakan çalan herkes heyecanlanır.
kapınızı bir açıyorsunuz koca türkiyenin başbakanı karşınızda.
geceyi kamera ışıkları aydınlatıyor ve bir de gazetecilerin kahkalaları.
neden gülmesin ki adamlar benim o tipimi gören herkes güler elbette.
ev arkadaşım bağırıyor içerden; kim gelmiş kanka?
-bşbknmz glmş knk snn hbr vrmydı diye cevap verebilrdim sanırım ancak.
şaşkınlığımı üzerinden attıktan sonra tok bir sesle içeri buyur ederdim buyrun başbakanım.
yanına sabah gazetesinden bir muhabir, bir kameraman bir de korumasını alıp içeriye girerdi..
o sırada yemek yiyecek olduğumuz için salonun ortasında yer sofrasını yeni kurduğumuzu görür ve bir tabak daha koyun bakalım der gülümseyerek.
o sırada televizyonda ntv spor açık olduğu için kumandayı alır ve bir müzik kanalında durur ve sesini kısar.
ikimizde şaşkın şekilde onu izlemeye devam ederiz elbette.
yoruldum be çocuklar der. biraz kafa dinleyelim olmaz mı der.
olur elbette der ve gülümseriz.
eee ne yiyoruz der başbakanım.
bilseydik cebimizde ki son paraya kadar harcar güzel şeyler yapardık yemin ederim.
yine ortaya çok bir şey çıkmaz ama olsun koca türkiyenin koca başbakanı o.
çorba, patates yemeği ve pilav var başbakanım deyip çorbasını doldururdum tabağına hemen.
birde ekmek bölerdim. diğer gelenleri de davet ederdim elbette masaya ama onlar teşekkür edip gelmezlerdi. koruma eğilip masaya henüz koymadığımız üzümden alıp ağzına atardı bir tane.
arkadaşıma çayı koy işareti yapardım ve yediklerimizi kaldırırdım hemencecik.
sohbet muhabbet koyulaşırdı elbette.
derdiniz sıkıntınız var mı diye sorardı başbakanımız;
var derdim başbakanım.
öğrenci evlerinde kız erkek kalmayalım diye kontrol etmeye kişiler gönderdiniz ya hani.
-evet yoksa sizde de mi vardı? (hınzır bir gülümseme ile)
+vardı ya da yoktu başbakanım ama asıl öenmli olan madem devletimizin böyle bir gücü var,
o kişileri benim öğrencilerim aç mı tok mu, bir eksikleri gedikleri var mı, ısınıyorlar mı, sıkıntıları var mı diye bakmak için gönderemez miydiniz?
-haklısın derdi başbakan. gerçekten haklısın bunu yapabilecek gücümüz var evelallah...
yarından tezi yok bu konuda ilgileneceğim der ve gönlümüzü alır.
-peki kime oy verdiniz bakalım der;
+ben oy kullanmadım başbakanım derim mert bir ifadeyle.
neden der azarlar beni biraz.
anlatırım bende; gerçekten içimden geçen biri yoktu efendim kime oy versem içim rahat olmayacaktı o yüzden vermedim bende derim.
peki der yine hınzır bir gülümseme ile ama ilave eder bu sefer bana istiyorum oyları haberiniz olsun der ve artık bana müsade der.
biraz daha oturun kalın desek de gülümser ve kalkar.
tam çıkacağı sıra; ev arkadaşım başbakanım der;
ben sol görüşlü biriyim der ve aslında bu kapıdan içeri girinceye dek sizi sevmiyordum hatta nefret ediyordum der ve utanarak başını aşağıya indirir.
ama siz bizim ülkemizin başbakanısınız. sizi en iyi şekilde ağırlamışızdır inşallah der. ne zaman isterseniz gelin der ve ekler;
biliyorsunuz bizim milletimizin en iyi özelliği misafirperver ve kardeşliğe yatkın olmamızdır. umarım sizi iyi ağırlayabilmişizdir der.
başbakanımız gelir ve arkadaşımın alnından öper ve ekler allah sizi yetiştiren anne babadan razı olsun der.
ardından kapıdan çıkıp gazetecileri ve dışarıda onu bekleyen halkı selamlayıp arabasına biner...