ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri
    22226.
  1. Günler akıp gider, sense uzaktan izlemeyi tercih edersin. Sorunları biriktirirsin, koyarsın önüne. Hepsine çözüm ararken bir bakmışsın hiçbirini halledememişsin. Birden durup bakarsın kendine ve baktığın kişinin eski sen olmadığını fark edersin. Sebebi de bellidir bunun. artık hayatını tek kişi yaşamıyorsundur. Herkesin vardır kuralları, öyle kurallardır ki bu seni sen yapar, asla vazgeçemeyeceğini düşünürsün. Sonra biri gelir çalar kapını. Kapıyı araladıkça senin kurallarını değiştirebildiğini fark edersin. Önceleri korkarsın değişmekten sonra belki de öyle daha mutlu olacağına inanırsın. Mutluluk getirdiğine inandığın insan bu sefer başka şekilde çalar kapını, elinde torba torba hüzünlerle. Sen mutluluk isterken, seni dinlemeyip yanlış şeyler almıştır hayat marketinden. işte ben de böyleyim bu sıralar. istediğim bir avuç mutlulukken bir torba hüzünle geldin sen bana. Hem de en sevmediğim şeyi alıp ellerinin içine, bana uzatarak. Ha, bir de mesafeler vardır arada. Sorunların ciddileşmesine neden olan. içinde fırtınalar kopar, o dalgalar ne kadar hırçınsa sen de o kadar hırçınlaşırsın. Belki hatadır bu bilinmez ama canın yanıyordur işte. Söz geçiremezsin kendine, dindiremezsin fırtınayı.
    içimdeki fırtınaları estiren adam, okursan bir gün bu yazımı söyle bana. Bir torba hüzün mü daha ağırdır bir damla mutluluk mu?
    0 ...