Bugün, bedenim TVde yayınlanmış bir katliamdı.
Bugün, bedenim demeçlere ve kelime sınırlarına
sığmak zorunda olan, TVde yayınlanmış bir katliamdı.
Bugün bedenim, ölçülü cevaplara karşı istatistikle dolmuş demeçlere ve kelime sınırlarına sığmak zorunda olan, TVde yayınlanmış bir katliamdı.
Ve ingilizcemi mükemmelleştirdim ve öğrendim BM kararlarını.
Ama yine de bana sordu; Bayan Ziadah, çocuklarınıza nefret etmeyi öğretmekten vazgeçerseniz, her şeyin düzeleceğini düşünmüyor musunuz?
Durakla!
içime baktım, sabredecek gücü bulmak için fakat dilimin ucunda sabır yok
düşerken bombalar Gazzeye.
Sabır beni terk etti
Durakla!
Gülümse!
Biz hayatı öğretiyoruz, bayım!
Rafeef.. gülümsemeyi unutma
Durakla!
Biz Filistinliler, onlar son gökyüzünü de işgal ettikten sonra hayatı öğretiyoruz.
Biz hayatı öğretiyoruz, onlar yerleşimler ve ırkçılık duvarları inşa ettikten sonra, son gökyüzünü den sonra.
Biz hayatı öğretiyoruz, bayım!
Ama bugün, bedenim demeçlere ve kelime sınırlarına
sığmak zorunda olan, TVde yayınlanmış bir katliamdı.
ve diyorsunuz ki bize bir hikâye ver sadece, insani bir hikâye.
Anlarsın ya siyasi olmayan
Seni ve halkını anlatmak istiyoruz insanlara, hadi bize bir öykü ver.
Fakat, ırkçılık ve işgal kelimelerini kullanma!
Bu siyasi değil.
Diyorsun ki bir gazeteci olarak bana yardım etmek zorundasın
siyasi olmayan hikayenizi anlatmanıza yardım etmem için.
Bugün, bedenim TVde yayınlanmış bir katliamdı.
"Gazzede, tedaviye ihtiyacı olan bir kadınla ilgili bir hikâye vermeye ne dersin?"
Kemikleri kırılmış uzuvların var mı, yeterince güneşi örtmek için?
Ölülerini ver bana
ve onların isim listesini, 1200 kelime sınırını aşmadan!
Bugün bedenim, terörist kanına hissizleşenleri duygulandırmak için
demeçlere ve kelime sınırlarına
sığmak zorunda olan, TVde yayınlanmış bir katliamdı.
Ama üzüldüler.
Gazzedeki sığırlar için üzüldüler.
Bende onlara BM kararlarını ve istatistikleri anlattım
ve lanetliyoruz..
ve yas tutuyoruz
ve reddediyoruz!
Ve burada iki eşit taraf yok: işgal ve işgalci var.
Ve yüz ölü
iki yüz ölü..
ve bin ölü.
Ve onca savaş suçu ve katliamın arasında demeç vermeliyim,
gülümsemeliyim, egzotik olmadan
Gülümsemeliyim terörist gibi görünmeden
Ve anlatıyorum, anlatıyorum yüz ölüyü, iki yüz ölüyü, bin ölüyü!
Kimse var mı orada?
Kimse dinlemiyor mu?
Cesetlerin ardından feryad edebilmeyi diliyorum
Her mülteci kampında yalınayak koşmabilmeyi ve sarılıp her bir çocuğa, tıkamayı kulaklarını duymasınlar diye bomba seslerini, bütün hayatları boyunca benim gibi.
Bugün, bedenim TVde yayınlanmış bir katliamdı.
Ve size söyleyeyim, BM kararlarınız hiçbir zaman buna çare olmadı.
Ve hiçbir demeç, aklıma gelen hiçbir demeç, ingilizcem ne kadar iyi olursa olsun!
Hiçbir demeç hiçbir demeç hiçbir demeç
hiçbir demeç geri getirmeyecek ölüleri!
Hiçbir demeç bunu düzeltmeyecek.
Biz hayatı öğretiyoruz, bayım!
Biz Filistinliler, her sabah dünyanın geri kalanına hayatı öğretmek için uyanıyoruz, bayım!!