bir de ağustosun 40 derece sıcağında pardesü giyen versiyonları vardır. onun içinde rahat edebiliyorsa söylenecek söz yok ama mütemadiyen ellerindeki yelpazeyle soğutma çalışmaları yapmaktadırlar. hallerinden, çok eziyet çektikleri de belli oluyor açıkcası.
sanki pardesü ya da çarşaf harici bir elbise giyince din dışı bir tavır içinde olacaklarmış gibi geliyor kendilerine. çevreyi tahrik edici bir elbise giymemek demek illede pardesü ya da kara çarşaf giymek mi demek? hayır.
siyah rengin güneş ışınlarını emdiğini ve vücudu pişirdiğini açık ve beyaz renkler giyilmesi gerektiğini 5 yaşındaki çocuk bile biliyor. bu kara çarşafın dinle alakası olmadığı, bir geleneksel doğu kıyafeti herkesce malum. arap ülkelerinde adamlar o sıcakta bunalmamak için beyaz renkli ve pamuklu kıyafetler giyerken kadınlarına siyah ve sentetik kumaştan imal edilmiş kıyafetler giydirip buram buram terlemelerini reva görüyorlar. niye? din adına.
şimdilik allah'ın bu sıcağında henüz kürk giyenlere rastlanmamştır o da bir tesellimizdir. tabii ki yinede herkesin zevki birinci mevki.
