türkiyedeki sol çevreler geçmişte filistin direnişine destek amacıyla sadece demokratik eylemlerde bulunup mazlum halkların yanında olduklarını söylemekle yetinmiyor, üniversite eğitimini yeni tamamlamış gençleri filistindeki devrimci örgütlerin askeri kamplarına göndererek emperyalizme karşı savaşmalarını sağlıyordu.
(bkz: nahr el bared kampının bombalanması olayı)
bu idealle deniz gezmiş ve hüseyin inan'ın da aralarında bulunduğu 68 gençlik kuşağının bir çok önder ismi filistine giderek arap köylerinde kalmış, silahlı eğitim almış hatta çatışmalara katılıp yaralanmışlardı. 12 eylül sonrası türk solunun çok ağır darbeler yiyerek silahlı hareket kabiliyetini neredeyse tamamen kaybetmesi üzerine bir çok solcu avrupaya kaçmış bir kısmı yeni kurulan güçlü marksist pkk'ya katılmış silahlı eylemlerde daha radikal olanlar ise doğrudan ortadoğu sahasına inerek bölgedeki sovyet destekli gerilla örgütlerine katılmıştı.
1975 yılında başlayan lübnan iç savaşının etkisiyle suriye, ürdün ve lübnan'a dünyanın her yanından marksist gerillalar gelmişti. amaç batı emperyalizmine ve siyonist saldırılara karşı orta doğuda filistin kurtuluş örgütü çatısı altında enternasyonalist birlikler oluşturup direnişi örgütlemekti. pkk marksist-leninist parti olarak oluşumunu ilan ettikten sonra özellikle kuzey suriyede ki kürtlerin desteğiyle orta doğu coğrafyasına hızlıca yerleşmiş, parti ideolojisinin de doğal sonucu olarak filistin meselesinde israile karşı fhkc, demokratik cephe, filistin komünist partisi ve filistin kurtuluş örgütü'yle işbirliğine geçmiş ve bu örgütler tarafından desteklenmişti.
1982 yılında israil filistin direnişini çökertmek ve marksist örgütlerin yuvası haline gelmiş olan orta doğuyu komünist tehditten temizlemek amacıyla iç savaşla boğuşan ve bu yüzden çok karmaşık bir halde olan lübnan'a ani bir saldırı başlattı. tankları topları hatta uzun menzilli gelişmiş sovyet balistik füzeleri bile bulunan direnişçi gruplar pkk yürütme konseyi lideri abdullah öcalan'ın tüm uyarılarına rağmen önlem almadıkları için hazırlıksız yakalandılar ve 4 gün gibi kısa bir süre içerisinde dağıldılar.
israil sınırına yakın amon kalesi çevresinde çatışan pkk'lı gruplar tüm direniş örgütleri mevzilerini terkedip kaçarken direnmeyi tercih ettiler ve israil tarafından imha edildiler. pkk 14 temmuz 1982 itibariyle 9 şehit 14 esir verdiğini açıkladı. güney lübnanda tüm direnişçi gruplar ellerindeki silahlı güce rağmen bozguna uğrayıp kaçarken, kendileriyle irtibat kurulamadığı için kalıp direnmeyi seçen bir çok pkk'lı gerilla grubu israil kuşatması altında kalmıştı. cemil bayık ve beraberindeki 27 kişi bu grupları kurtarmak için bir operasyon düzenlemiş ancak onlarda beyrutta israil kuvvetleri tarafından kuşatılmışlar, savunma hatlarının en önünde filistin halk kurtuluş cephesi saflarında george habashkomutasında ağustos 1982 sonlarına kadar direnmişlerdi.
filistin kurtuluş örgütü'nün gemilerle tunus'a gitmeye razı olması üzerine kuşatma kaldırılmış ve cemil bayık önderliğinde 100 kadar pkk'lı bekaa vadisine geri dönebilmişti.
1982 israil-lübnan savaşının ardından israil'e karşı doğrudan mücadelenin sonunun tasfiye olacağını iyi anlayan pkk israil karşıtı direnişçi gruplara tarihsel ve ideolojik sorumluluğu gereği destek olmayı sürdürürken bu tarihlerden sonra bir daha asla israille doğrudan sıcak çatışmaya girmemiş hatta akılcı oportünist siyasetiyle saddam, esad ve türkiyeye karşı mossad'ın desteğini bile sağlamıştı.
israil'in lübnan'ı işgalinin bizim açımızdan en önemli sonucu pkk'nın bölgede tanınarak prestij kazanması ve israile karşı beyrutta aynı pkk gibi kararlı bir şekilde direnmesi sonucu asala'nın tasfiye olması, asala merkez politbüro üyelerinin mossad tarafından temizlenerek örgütün varlığına son verilmesiydi.