En son 10 yıl önce gördüğüm bir arkadaşımla karşılaştım geçenlerde. Sohbet ediyorduk arkadaşlarla. Kafamı kaldırdım karşı masada oturuyordu. Ben tanıdım hemen. O da beni tanıdı sanırım kaçamak bakışlar atıyordu. ama kalkıp yanına gidemedim. Özür borçluydum ona ama dileyemedim. geç kalmış bir özrün utancı vardı. Tam 10 yıl. Bu sürede hep aklımdaydı ama kopmuştuk zaten. Sadece ankara' da yaşadığını biliyordum. Onun dışında hiçbir şey bilmiyordum onunla ilgili. Ama dünya küçük işte.
Merhaba şeyma senden çok özür diliyorum diyemedim. Belki o unutmuştur mevzuyu ama ben unutamadım. içimde kaldı. Daha sonra Onun hala görüştüğü ortak bir arkadaşımız olduğunu öğrendim. istanbul'da kendisi. Onunla konuştum, ankara'ya davet ettim kendisini. Şeyma falan da haber verirsin görüşürüz dedim. Teklifimi geri çevirmedi sağ olsun. Ankara' ya gelecek yakında. Bir araya geldiğimizde özür diileyeceğim. Diyetim neyse kabulüm diyeceğim.
Küçük birşeydi belki ama yıllar geçtikçe içimde büyüttüm sözlük. Umarım özrümü kabul eder sözlük.