Benim uykularım biraz meşhurdur. Günde minimum 10 saat uykum var. Kalkmak istemezsem gerçekten hiç kalkmam. Ancak o gece uyuduktan 3 saat sonra ayaktaydım. 3 saat bile kaybedilmiş zamandı benim için.
Hemen attım mesajı
- Uyuyon mu hala tembel?
5 saniye geçti sanırım.
- Bana tembel diyene bak, çoktan uyandım ben.
O da benim gibiydi sanırım.
- "Yettim." yazıp indim aşağıya, tıkladım kapısını. Görevli de bakıyor tabi. Açtı kapıyı,
"Hadi" dedim "kahvaltıya.." "Dur giyineyim o zaman" dedi, gel de kapatayım kapıyı da dedi ayrıca.. ( *-* )
Tabi ki bu güzel planımızı arkamızdaki görevlinin ehem-öhöm-ohom'ları bozdu. Mesajı almıştık tabi.
Giyin bekliyorum ben dedim.
Döndüm gülümsedim görevli ablamıza, o da gülümsedi. ^^
Giyindi çıktı dışarı.
Derse gitmiyorum tabi bu sırada, o oradayken hiç gitmedim. "Ya benim yüzümden derslerinden geri kalma" diyordu ama baştan aşağıya yalan, gitsem triplerden kurtulamazdım.
Kahvaltıya gittik, yakındaki bir kafeye. Komedi o zaman başladı tabi.
O zamanlar motorum vardı, ama biz yine de taksiyle gidiyorduk. Niye? Çünkü hanımefendi motorun üstünde beni birisi görürse beni gözüne kestirir diye korkardı. Bir de binersen ölürsün, tehlikeli alet o derdi o kenafir gözlerini aça aça. Direk korkardınız, binesiniz gelmezdi.
Neyse, oturduk efendim kafeye, verdik siparişleri. O küçük haliyle uyum içinde kepek ekmeğine tost istedi, ben omlet, kahvaltı tabağı, yanına bazlama tost falan ne varsa söyledim tabi.
"Beni de ye" dedi.
"Bakarız bu gece" dedim. Ne terbiyesiz adamsam artık. ^^
Tam yemekler gelmek üzereyken, ne olsa beğenirsiniz... Annem, iş arkdaşıyla beraber geldiğimiz yere girmesin mi?
Benden bir "hassiktir" çıktı okkalı.
"N'oldu be?" dedi.
"Annen beni tanısın sever demiştin ya hani"
"Ee"
"Düşünceni test etmek ister misin?"
O durumu kafanızda canlandırabilirsiniz, hani birinin arkasından konuşursunuz, o sırada birini gözlerini açar, "yapma lan yapma" der, siz de anlarsınız, o kişi arkanızdadır ya, "O"nun yüzü o şekle girdi işte. Elini ağzına götürdü. Tam bir eyvah görüntüsü.
"Napçaz" dedi.
"Kalkarsak hemen görür, bakalım nereye oturacaklar"
annemde 6. his değil 26.his var. Onu düşündüğünüzü hissetse, nereden düşünüldüğünü falan anlar o noktaya bakar. Öyle birisi.
Bununla ilgili bir program izlemiştim. Bir gümrük memuru, mükemmel bir başarı yakalıyordu, kim ne zaman kaçak mal geçirmeye çalışsa, adam onu yakalıyordu. Bu adamın üstünde bir deney yapmışlardı. Diyelim bir mal kaçıracaksınız, etraf aranırken ne düşünürsünüz? Eyvah inşallah orayı aramaz, inşallah oraya bakmaz dersiniz değil mi? işte bu adam bunu anlıyordu.
Kaçakçı kılığında deney yapan insanlar o noktadan geçtiler. Ne zaman "oraya bakmaz umarım" dediklerine memur onları yakaladı.
Eğer annesini, karısını, işini düşünerek geçtiyse o noktadan, memur hiçbir zaman bulamadı kaçak eşyaları.
Neyse uzatmayayım, annemde böyle bir durum var sanırım.
Annemin iş arkadaşı, benim çok sevdiğim bir abim beni gördü. Göz göze geldik. Tam "Lan napıyon" diyecekken, yanımdaki kızı gördü. Bu kişi benim en beğenilen entrylerde birinci sırada olan itirafımda yanımda bulunan kişi bu arada. Nasıl yusuf yusufum görmeniz lazım sevgili okur. "Aman abi sus çaktırma" mesajını veren şekilde gözlerimi açtım ona baktım. Anladı.
Hemen onları göremeyeceğimiz bir masaya oturttu onları. inanır mısınız biz o şekilde kahvaltımızı yaptık. Ama konuşamadık bile, sinir stres oldu kahvaltı. Zaten hızlıca yiyip kalktık.
O geceye kadar farklı bir şey yapmadık sözlük. Sinemaya geçtik. Gittik hani şu oyun salonlarında bir masa olur, yuvarlak yassı bir topla maç atarsınız. Gittim onda ezdim kendisini. Hırslıyım oyunları bilerek kaybedemem...
Geceye kadar da zaman öldürdük. Tabi zaman öldürmek doğru bir tabir mi, bence değil. Çünkü öyle hissetmiyorsunuz.
Hissettiğiniz şey, "ben daha önce hiç zamanımı kullanamamışım" oluyor. Yani o kişiyle hiçbir şey yapmadan geçirdiğiniz zaman, aslında geçirdiğiniz en kaliteli zaman oluyor sizin için.
Gece olduğunda, bu sefer planlarım farklıydı. Uygulamaktan da hiç çekinmeyecektim.